Ertele ertele ne hale geldik…

Abone Ol

Sabah uyanıyorum, ev dağınık, yemek yapmam lazım ama yok… Saatlerce koltukta bunları yapmam gerektiğini düşünerek zamanımı geçiriyorum ama harekete geçmek çok ama çok zor geliyor. Birçok şeyi ise son ana bırakıyorum. Örneğin, biri eve mi gelecek… Saat 18.00’de gelecekse ben saat 17.00’de anca kalkıp hazırlık yapmaya başlayabiliyorum. İnanır mısınız, bir spor ayakkabım var ve artık çok kirlendi. Her gün ‘Bugün bunları yıkamam lazım’ diyorum ama sonuç yine hüsran…
Bu sorunla boğuşurken baktım ki benden çok var. Hatta bu bir hastalık olarak bile biliniyormuş: Adı da ‘Erteleme hastalığı.’

Hepimiz zaman zaman işleri ertelemişizdir ama bazen bu alışkanlık günlük hayatımızı etkileyen bir hastalığa dönüşebilir. Buna da erteleme hastalığı deniliyor. Bu yaygın fenomen, çoğumuzun karşılaştığı bir sorun olmasına rağmen, çoğu zaman yeterince ciddiye alınmaz. Fakat durum, sandığımız kadar da basit değil… O yüzden kolları senin ve bizim için sıvadım sevgili okur ve araştırdım… Bakalım neymiş bu içine düştüğümüz hastalık?

Erteleme hastalığı, bir işin veya görevin yapılması gereken zamandan daha ileri bir tarihe ertelenmesi. Basit bir alışkanlık gibi görünebilir, ancak ertelemenin kökeninde genellikle daha karmaşık psikolojik faktörler bulunuyor. Kısaca, işlerin ertelenmesi sadece bir zaman yönetimi sorunu değil, aynı zamanda bireyin içsel dünyasının bir yansıması.

İşlerin mükemmel yapılması gerektiğini düşünen kişiler, genellikle işi erteleyebilir. Mükemmel sonuçlar elde edememe korkusu, işi başlatmayı veya tamamlamayı zorlaştırabilir. İşin getirdiği sorumluluk ve sonuçlar hakkında duyulan korku, ertelemenin bir başka nedenidir. Kişi, kötü bir sonuçla karşılaşmaktan çekindiği için işi sürekli olarak erteler. Bazen kişi, işin kendisine yeterince anlamlı veya motive edici gelmediğini düşünebilir. Bu durum, işi yapma isteksizliğine yol açar. Dijital çağın getirdiği dikkat dağınıklığı, erteleme alışkanlığını besleyebilir. Sosyal medya ve diğer dikkat çekici unsurlar, önemli görevlerin arka planda kalmasına neden olabilir.

Peki, başa çıkma stratejilerimiz neler?

1.    Küçük adımlar: Büyük ve karmaşık görevleri daha küçük, yönetilebilir parçalara ayırmak, işlerin daha az göz korkutucu görünmesini sağlar.
2.    Zaman yönetimi teknikleri: Pomodoro tekniği gibi zaman yönetimi yöntemleri, belirli aralıklarla çalışma ve dinlenme süreleri belirleyerek, verimliliği artırabilir.
3.    Kişisel hedefler belirleme: Kişisel ve profesyonel hedefler belirlemek, bir görev üzerinde net bir amaç oluşturur ve bu da erteleme alışkanlığını azaltabilir.
4.    Kendinize karşı nazik olun: Erteleme alışkanlığı ile başa çıkarken kendinize karşı nazik olmalı ve küçük başarılardan zevk almayı öğrenmelisiniz.
İşin özüne gelecek olursak… Erteleme hastalığı, çoğumuzun hayatında karşılaştığı yaygın bir durum ancak bu alışkanlıkla başa çıkmanın ve daha verimli bir yaşam sürmenin yolları var. 

Unutma, her günü en iyi şekilde değerlendirmek senin elinde!