Ergenekon Destanı ve Nevruz Bayramı!
Nevruz Bayramı ve kutlamalarından bahsetmem için aslına gitmem gerek. Evet, Ergenekon Destanı, Türklerin önemli dest...
Nevruz Bayramı ve kutlamalarından bahsetmem için aslına gitmem gerek. Evet, Ergenekon Destanı, Türklerin önemli destanlarından. Bu destanda Göktürkler’in yeniden doğuşu anlatılır. Ergenekon Destanı ilk başlarda sözlü olarak anlatılırdı. İlk defa yazılı hale getirenin Moğol devlet tarihçisi ‘Reşideddin’ olduğu söyleniyor…
Ergenekon Destanı veya efsanesine göre, ‘savaştan sonra soykırımdan İl Han’ın küçük oğlu Kıyan ve eşi ile yeğeni Nüküs ile eşi kurtulmayı başarır. Düşman askerlerinin onları bulamayacağı bir yer olarak, dağa çıkarlar. Patika yollardan, geçerek içinde akarsular, pınarlar, meyve ağaçları, yaban hayvanları bulunan bir yere yerleşirler.
Dağın doruğunda bulunan bu yere, dağın kemeri anlamına gelen ‘Ergene’ kelimesini ve dik anlamıma gelen ‘kon’ kelimesini birleştirerek Ergenekon adını verdiler… Kıyam ve Nüküs’ün çocukları burada geniş bir aile oluştururlar. 400 yıl kadar burada yaşarlar. Zamanla nüfusları arttığı için buraya sığmadılar. Ancak atalarının geldiği geçidi bilmedikleri için buradan ayrılamadılar…
Göktürk boyunda bulunan bir demircinin, dağın demir kısmını eriterek yol açabileceğini söylemesi üzerine, demirin bulunduğu yere bir sıra odun bir sıra kömür dizerek 70 körükle bu odunları yaktılar. Bir yüklü devenin geçebileceği kadar bir yer açtılar ve güçlü bir boy olarak eski vatanlarına dönerek atalarının intikamını aldılar…
İşte bu nedenle eski Türk takvimine göre 21 Mart, korkunç soykırıma maruz kalan ve saklanarak yok olmaktan kurtulan atalarımız Göktürkler’in Ergenekon'dan çıkmaları, özgürlüklerine kavuşmaları ve Bahar Bayramı olarak kutlanmaktadır. Ergenekon’dan çıkılan 21 Mart günü, her yıl Özgürlük ve Bahar Bayramı olarak kutlanıldı. Bu bayramda bir demir parçası kızdırılarak örsle dövülür…
Orta Asya’daki atalarımız, 21 Mart’ı ‘Ergenekon Bayramı’- Kurtuluş Günü’ veya ‘Oğuz Günü’ olarak büyük gurur ve coşku ile kutlamaktaydı. Halen Orta Asya’daki Türk devletlerinde Ergenekon, çok büyük coşku ile kutlanmaktadır. Bu bayramda bir demir parçası kızdırılarak örsle dövülür. Ergenekon Bayramı, dünyaya en eski kutlanan bayramdır. 3 bin yıldan beri, geçmişte Türk devlet ve imparatorlukları bulunan ülkelerdeki halklar tarafından kutlanmaktadır…
Biz Ergenekon’a sahip çıkamayınca, zamanla Fars ve Araplar ile kaynaşmamız ve Oğuz-Türkmen gelenek ve ruhunun değişmeye başlaması sonucu, Farsça yeni gün anlamında olan Nevruz adı ile kutlanmaya başlandı. 21 Mart, halen Türkler, İranlılar, Afganlılar, Gürcüler, Kürtler, Arnavutlar tarafından kutlanmaktadır. Nevruz bayramının kutlandığı coğrafyada geçmişte Türk imparatorluklarının bulunması, bugünün Türklere ait bir destan ve bayram olduğunun kanıtıdır. Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar birçok ülkede yerel renk ve inançlara göre kutlanan her ulusun kendi kültür değerleri ile kısaca baharın gelişi olarak kutlanmaktadır…
'Nev' (yeni) ve 'ruz' (gün) kelimelerinin birleşmesinden oluşmakta ve Farsca’da ‘Yeni Gün’ anlamındadır. 21 Mart ilkbaharın ilk günüdür. Bahar ekinoksunun yani gün - gece eşitliğinin oluştuğu gündür. İlkbaharın habercisi ve sıcakların artmasıdır. 21 Mart ile birlikte havalar ısınır, doğa yeniden canlanmaya, ağaçlar uyanmaya, çiçeklenmeye toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. Uyanış diriliş günü olarak kabul edilir. 2010 yılında BM Güvenlik Konseyi, 21 Mart’ı ‘Dünya Nevruz Bayramı olarak ilan etti. Başka ulusların Nevruz adı altında sahiplendiği Ergenekon Bayramı gerçekte, Türk ulusuna aittir. Eski Türkler’de 3 bin yıldan beri Türklerin ulu günü, bahar bayramı kutlanmaktadır…