Eğitim şartı aşı, hijyen öğretmen!

Okullar açıldı, herkesin aklında aynı soru: Tekrar kapanacak mı? Aşılı ailenin çocuğu, aşısız ailenin çocuğu, öğretmen aşıları, testleri derken okul şartlarının pandemi koşullarına uygunluğu gerçek so...

Abone Ol
KAPATMAK İSTEMİYORUZ Pazartesi gününden itibaren bazı okullarda rastgele tarama testi yapılacağını belirten Koca, “Yeni dönemde okulları kapatmak istemiyoruz. Çünkü artık elimizde aşı var. En fazla sınıf bu anlamda kapatılabilir ama onu da mümkün mertebe kapatmaktan yana değiliz. Onun için önümüzdeki süreçte eğitimin aksamadan sürdürülmesinden ve vatandaşlarımızın toplumsal bağışıklık oluşması için aşılanma oranının yükseltmekten yanayız. Aşılanma oranlarında önemli bir orana geldiğimizi ama halen toplumsal bağışıklığın oluşmadığını bunun için de tedbirlere devam edilmesi ve aşısını yaptırmayan, yaptıramayan vatandaşımızın aşılarını hızla yaptırmalarını toplumsal bağışıklık için önemli olduğunu söylüyorum” açıklaması yaptı. TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Dr. Tomris Cesuroğlu, yeni eğitim döneminde yapılması gerekenlere dikkati çekiyor. Pandemi nedeniyle Türkiye’de okulların rekor sürede kapalı kaldığını her fırsatta dile getiren Cesuroğlu, sosyal medya hesaplarından ve Okulları Açalım çalışma grubunun sayfasından Türkiye’deki salgın koşullarında okulların neden ve hangi şartlar altında açılması gerektiğini anlatıyor. Cesuroğlu’nun verdiği bilgilere göre, okulların kapandığı sürede en az yirmi yıl geriye gidildi. Yıllardır emek verilen “Kardelenler”, “Baba Beni Okula Gönder” kampanyaları gibi özellikle kız çocuklarının okula ulaşmasında ilmek ilmek yapılan kazanımlar kaybedildi. Eğitim sistemindeki hasar tespitinin yapılması gerekiyor. Araştırmalara göre, okulların kapalı kalması çocukların ruhsal, sosyal ve bedensel sağlığını son derece olumsuz şekilde etkiliyor, zihinsel, sosyal ve bedensel gelişimlerinde geri dönüşü olmayan kayıplara yol açıyor. Ayrıca okul grubunun eğitimden mahrum bırakılması toplumsal eşitsizlikleri çok ciddi bir şekilde artırıyor. En çok etkilenen gruplar uzaktan eğitimden de faydalanamayan yoksul çocuklar, azınlıklar, göçmenler, ya da özel eğitime ihtiyaç duyanlar oluyor. Bütün bunları göz önünde bulunduran Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF ve Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Dairesi ECDC gibi kurumlar özellikle ilkokulların eğitime açılması ve kapanmaması için çağrılarda bulunduğunu hatırlatan Cesuıroğlu, “Okul öncesi eğitim kurumları ve ilkokulların eğitime açılmasına en büyük engellerden biri alınması gereken önlemlerin devlet tarafından alınmadığı argümanıdır. Ancak dünyadaki önerilere ve örneklere bakıldığında bu yaş grubu için alınması gereken önlemlerin çok basit olduğu görülür. Öncelikle, yetişkinlerin bir araya geldiği iş yerlerinde alınması gereken tüm önlemler elbette okullarda da alınmalıdır. Buna ek olarak ilkokul çocuklarının maske takması, sınıf mevcudunun 25-30’un altında tutulması ve pencerelerin düzenli olarak açılarak sınıfların havalandırılması gibi basit ve Türkiye’deki okulların çok büyük kısmında kolaylıkla alınabilecek önlemler büyük oranda yeterlidir” diyor. ATAMA GEÇ VE YETERSİZ Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı takvime göre, 15 bin öğretmen ataması için ön başvuru ve sözlü sınav merkezi tercihleri 27 Eylül-8 Ekim'de alınacak, atama sonuçları 31 Ocak 2022'de açıklanacak. Peki bu takvime göre, sınıf mevcudu nasıl düşürülecek? Sosyal medya hesabından atama takvimini eleştiren Cesuroğlu, “Ülkenin su anda 250 bin öğretmene ihtiyacı var. Şu anki önceliğimiz sınıf mevcutlarının 30’un altına düşürülmesi. Bunun için de acilen öğretmen alımı yapılması gerekiyor. Anne- babalar, tüm toplum, bunu Milli Eğitim’den ısrarla, acilen talep etmeliyiz” diyor. Aşı, hijyen ve sosyal mesafe çocuklarımızın geleceğini kurtaracak gibi görünüyor. Aşı ve hijyen tamam; ama daha fazla öğretmen alımı yaparak, sınıf mevcudunu düşürülmesi şu anki tabloda zor görünüyor. Atama takviminde pandemi düzenlemesi yapılır mı, bekleyip göreceğiz.  İYİ HABER Kütahya'da, 12. sınıf öğrencisi Recep Görkem Akandere, COVID-19 testlerinde de kullanılan PCR cihazı üretti. Başvurusu üzerine Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde işlenmiş numuneler üzerinde yapılan karşılaştırmalı testlerde lise öğrencisinin 2 bin liraya ürettiği PCR cihazının doğru sonuçlar verdiği raporlandı. Evinin salonunda kurduğu atölyede 3D yazıcısı ile kendi tasarladığı parçaları birleştiren lise öğrencisi Akandere, PCR cihazının yazılım, donanım ve tasarımının kendisine ait olduğunu belirtti. GÜZEL İÇERİK Bilim, teknoloji ve mühendislik sayfası ‘Mühendis Eğitim’, hayatı kolaylaştıran makineleri, sıradışı tasarımları takipçileriyle buluşturuyor. Eğitim ve iş alanındaki sorunların da eleştirildiği Instagram hesabı, bu alana ilgi duyanlara hem keyifli hem de bilgilendirici içerikler sunuyor.