Güncel

Eczaneler kepenk indirme eşiğinde!

Şehir hastanelerinin açılmasıyla fiziken açık fiilen kapalı devlet hastaneleri vatandaşı zor durumda bıraktı. Tartışmalı hastanelerin hastalarına taşımalı eczaneler ilaç verebiliyor

Abone Ol

Nihat AK/EGE TELGRAF- Fiziki yapısından konumuna kadar birçok tartışmayı beraberinde getiren İzmir Şehir Hastanesi geçtiğimiz yıl açılabildi. İzmir’in Sağlık Üssü diye adlandırılan kurumun hizmet vermeye başlamasıyla kentteki diğer sağlık kuruluşlarının çalışmalarında aksamalar meydana geldiği öne sürüldü. Şehir hastanesinin hastaları taşımalı eczanelerin verdiği hizmetle ilaçlarını alabiliyor. 

YOL YEMEK VAR MI?

Yoğunluğu azalan hastane çevresinde kurulu eczanelerin çektiği zorluklara dikkati çeken eczacı Hacer Eriş, “Türkiye’de eczacı olabilmek için YKS’den çok iyi bir puan alacaksınız. Eğitim sürecinde kimya, biyoloji, farmakoloji, tıbbi biyokimya, farmasötik teknoloji gibi birçok zorlayıcı dersi başarıyla tamamlayacaksınız. Teorik bilgiyi pratiğe dökeceksiniz. Hastalar ve toplum, eczacılardan her zaman en iyi hizmeti ve doğru bilgiyi bekler. Bu da eczacının sürekli olarak kendini güncel tutmasını ve mesleki bilgiye hakim olmasını gerektirir. Meslektaşlarımız sadece ilaç satan kişiler değil, aynı zamanda hastalarla birebir iletişim kuran sağlık profesyonelleridir. Hastaların doğru bilgiye ulaşması ve ilaçlarını bilinçli kullanması için eczacılar büyük bir sorumluluk taşır. Bu kadar eğitim, donanım ve özveriye rağmen eczacılar maalesef hak ettiği yerde değiller. Özellikle son yıllarda artan maliyetler ve azalan kâr marjları, eczacıların ayakta kalmasını zorlaştırıyor. Şehir hastanesinin açılmasıyla çok sayıda meslektaşımız kurumlarını kapatmanın eşiğine geldi. Kent içindeki devlet hastanelerinin çevresindeki eczanelerden hastalar kendilerini şehir hastanesine götürmesini, eczacının ulaşım hizmeti vermesini talep ediyor. Bazı eczaneler arasında yol ve yemek verme rekabeti yaşanıyor. Şehir hastanesinin açılması, devlet hastanelerinin fiziken olmasa da fiilen kapatılması rekabeti daha da çekilmez boyuta taşıdı” dedi. 

‘KENDİ CEBİNDEN’ 

Meslektaşlarının zorunlu hizmetleri vermekte güçlük yaşadığını belirten İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Devlet hastanelerinin kapatılması veya faaliyetlerinin azalmasıyla birlikte, bu hastanelerin çevresindeki eczaneler hasta sayısında ciddi bir azalma yaşadı. Hastaların şehir hastanesine yönlendirilmesi, bu bölgelerdeki eczanelerin müşteri potansiyelini olumsuz yönde etkiledi. Bir eczane faaliyeti sürecinde bir kez il veya ilçe değiştirebilir. Değiştirme hakkı olsa da İzmir Şehir Hastanesi çevresinde imarlı eczane olabilecek dükkan yok. Hastalar ve eczaneler için bu durum, erişim sorunlarına yol açıyor. Eczaneler, müşterilere ulaşmakta zorlanırken, hastalar da ihtiyaç duydukları ilaçlara daha zor erişebiliyor. Bazı hastaların sürekli gittikleri eczanelerden kendilerini şehir hastanesine götürmesini istediği yönünde duyumlar alıyoruz. Eczanelerin yüzde 8-10’luk kar oranlarıyla hastalara ekstra hizmetler sunabilme imkanı yok. Yapan varsa acemiliğinden, cahilliğinden yapıyordur. Mümkün değil. Aklı başında hiçbir eczacı öyle bir atraksiyona girmez. Girerse kendi cebinden karşılar” diye konuştu. 

‘ECZANELER SÜRDÜREMEZ’ 

Dokuz aydan bu yana ilaç fiyatlarının artmadığına dikkati çeken Başkan Sayılkan, “Beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk Lirası cinsinden 1 Euro değeri 25 Aralık 2023'te yürürlüğe girdi. Yüzde 25 artırılarak 14 lira 387 kuruşdan 17 lira 548 kuruşa yükseltildi. Reel kur ise 36,66 TL. Bakanlıkça belirlenen kur son 9 yıldır, reel Euro kurunun yüzde 50'si oranında seyretmeye devam etmekte. Bu yıl yüzde ellinin de altında kaldı. Eczacılarımız 9 aydır aynı fiyatlardan ve aynı karlılıkla satış yapıyor. Peki 9 ayda eczanenin içindeki işletme giderleri arttı mı? İki iki buçuk katına çıkmışken hala aynı cirolarla, aynı karlılıkla döndürmeye çalışıyorsunuz. Bugün yaşanan 'ilaç yoku' probleminin en temel sebebi budur. Kur seviyesi güncel kurun çok altında kaldığı için piyasada bulunamayan ilaç sorununun devam edeceğini düşünüyoruz. İthal ilaçların güncel kura göre ithalatında sıkıntılar yaşanmaya devam edecek. İlacın ulaşılabilir ve bulunabilir olması zorunludur. Aksi halde hayati öneme sahip bir çok ilaç piyasada bulunamayacak duruma gelecek. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden gelen değeri 30 Euro’yu (1099 TL) geçmeyen ürünlerin gümrük vergisi yüzde 18'den yüzde 30'a yükseltildi. Aynı zamanda bin 500 Euro’yu geçmeyen ilaç cinsi ürünler için de aynı tarifenin uygulanmasına karar verildi. Bu ürünlerin, AB dışındaki diğer ülkelerden gelmesi halinde ise alışveriş başına yüzde 60 oranında vergi tahsil edilecek. Şimdi bu tasarruf tedbirleri kapsamında devlette en büyük alıcısı olduğu için ilacın giderlerini kısmak adına ilaca zam yapmıyor. Onun ilaca zam yapmamasına evet. O zaman şöyle bir formül bulunmalı. Eczacılık kar oranlarını artırmalı. İlaç fiyat artışlarını biz de çok desteklemiyoruz. İlacın ucuz olması bizim meslek politikamız. Kar oranlarımız artırılırsa ayakta kalma şansımız artar. Yoksa bu sürecin sonunda çoğu eczane bu işi sürdüremez” ifadelerini kullandı.