Dünya Sulak Alanlar Günü’nü, analım mı? Kutlayalım mı?
Sulak alan tanımı çok çeşitli alanları içine alır; bataklıklar, turbalıklar, taşkın düzlükleri, nehirler, göller, tuz...
Sulak alan tanımı çok çeşitli alanları içine alır; bataklıklar, turbalıklar, taşkın düzlükleri, nehirler, göller, tuzlalar, mangrovlar, deniz çayırı yatakları, mercanlar, gelgit anında altı metreden derin olmayan deniz kıyısı alanları doğal sulak alanların yanı sıra, atık su arıtım gölcükleri ve rezervuarlar gibi insan yapımı alanlar da sulak alandır.
Sulak alanlar; karasal, kıyısal ve denizsel yaşam ortamları gibi üretken farklı habitatları bir araya getiren, su seviyeleri 6 metreyi geçmeyen yaşam ortamlarıdır. Sulak alanlar; yaşamın olmazsa olmazı suyu üreten, tropik ormanlardan sonra, biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu canlı ve cansız varlık ilişkilerinin sürdüğü, korunması gereken doğal müze/çevrelerdir.
Sulak alanlar, iklimi kontrol eden çevresinde yaşayan halkın yaşamında önemli yer tutan, bölge ve ülke ekonomisine katkılar sağlamalarının yanı sıra, bulundukları ortamda bir sünger gibi suyu emerek toplama özellikleri, yer altı suyunu beslemeleri ve yüzey akışa geçen suyun hızını kesme özellikleri ile sel taşkınlarını (afet riskini) ciddi ölçüde azaltmalarının yanı sıra mevsimsel olarak su kuşları için önemli bir beslenme, konaklama ve üreme alanlarıdır
Sulak alanlar, içme-kullanma suyunun, nemin kaynağı, bitki ve hayvan çeşit ve dağılımının, iklimin düzenleyicisi ve sigortasıdır(güvencesidir)
Sulak alan tanımı çok çeşitli alanları içine alır; bataklıklar, turbalıklar, taşkın düzlükleri, nehirler, göller, tuzlalar, mangrovlar, deniz çayırı yatakları, mercanlar, gelgit anında altı metreden derin olmayan deniz kıyısı alanları doğal sulak alanların yanı sıra, atık su arıtım gölcükleri ve rezervuarlar gibi insan yapımı alanlar da sulak alandır. Sulak alanlar hayvan türlerinin yüzde 12’sini barındırırlar. Sulak alanların taşkın kontrolü, yeraltı sularının beslenmesi, fırtınalardan koruma, besin depolama, iklim değişikliğinin kontrolü, su arıtımı, gıda kaynağı olma, turizm faaliyet alanı sağlama gibi birçok işlevi vardır.
SULAK ALANLAR LİSTELENDİ
Varlığı adadaki doğal hayat için olduğu kadar, sınırlı tatlı su erişimine sahip ada sakinleri, için de kritik önemde olan Ada sulak alanları ile ilgili 2017 yılında çalışma yapan WWF, Balıkesir, Çanakkale, İzmir ve Muğla'ya bağlı 24 adada bulunan 70 adet sulak alanın yapısını, bu alanları çevreleyen habitatları, yaygın biyolojik çeşitliliği ve alanların bütünlüğüne yönelik tehditleri belirleyerek envanterini çıkardı.
ADA SULAK ALANLARI PROJESI
Adalarda bulunan sulak alanların varlığı adadaki doğal hayat için olduğu kadar, sınırlı tatlı su erişimine sahip ada sakinleri, için de kritik önemdedir. Bu çerçevede, adalardaki sulak alanlarda tam ve bilimsel temelli bir envanter çalışması gerçekleştirilmesi ve bu alanların etkin ve uzun süreli korunması için tedbirlerin belirlenmesi ve gerekli durumlarda restore edilmesi büyük önem taşımaktadır. 2017 yılında ülkemiz adalarında yer alan sulak alanların envanterini oluşturmak üzere bir çalışma başlattık. Balıkesir, Çanakkale, İzmir ve Muğla’ya bağlı 24 adada bulunan 70 adet sulak alanın yapısını, bu alanları çevreleyen habitatları, yaygın biyolojik çeşitliliği ve alanların bütünlüğüne yönelik tehditleri belirleyerek envanteri çıkarıldı. Bu sulak alanların işlevleri ve sundukları ekosistem hizmetlerine yönelik değerlendirmeler yapıldı. Üzerinde yerleşim olan adalarda yapılaşma baskısı mevcut ve her geçen gün artıyor. Turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu adalarda ve üzerinde yerleşim olmayan ancak yat turizmi, günübirlik tekne turları gibi faaliyetlerin gerçekleştiği adalarda sulak alanlar insan etkisine maruz kalabiliyor; Küresel iklim değişikliğinin etkileri, Akdeniz Havzası’nda kuraklığın artmasına yol açıyor. İklim değişikliği kuraklığın yanı sıra, deniz seviyelerinde artışa yol açacağı için kıyı sulak alanları için de tehdit oluşturuyor. Ada sulak alanlarının çoğu kıyılarda yer alıyor ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı hassas konumda.
Sulak alan adı Sulak alan kodu İl Belediye Ada
Çiçek Adası Kum Düzlüğü TR221AYV001 Balıkesir Ayvalık Çiçek Adası (Ayvalık)
Balık Adası (Karaada) Göleti TR221AYV002 Balıkesir Ayvalık Balık Adası
Hasır Adası Gölcüğü TR221AYV003 Balıkesir Ayvalık Hasır Adası
Çataltepe Gölcüğü TR221AYV004 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Beş Kuyular Islak Çayırı TR221AYV005 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
İğdeli Batı Yaka Çamur Düzlüğü TR221AYV006 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Patriçia Gölcüğü TR221AYV007 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Maden Adası Gölcüğü (Doğu) TR221AYV008 Balıkesir Ayvalık Maden Adası
Maden Adası Gölcüğü (Batı) TR221AYV009 Balıkesir Ayvalık Maden Adası
Maden Caddesi Çamur Düzlüğü 1 TR221AYV010 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Maden Caddesi Çamur Düzlüğü 2 TR221AYV011 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Eski Balık Çiftliği TR221AYV012 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Balıkçı Limanı Kum Düzlüğü TR221AYV013 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Balıkçı Limanı Yolu Kum Düzlüğü TR221AYV014 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Zeytuna (Doğu) Geçici Gölcüğü TR221AYV015 Balıkesir Ayvalık Alibey (Cunda)
Eski Maden Gölcüğü TR221AYV017 Balıkesir Ayvalık Maden Adası
Maden Adası Dere Ağzı TR221AYV018 Balıkesir Ayvalık Maden Adası
WWF, Ülkemiz ada sulak alanları üzerindeki tehditleri saptadı. Buna göre:
Üzerinde yerleşim olan adalarda yapılaşma baskısı mevcut ve her geçen gün artıyor. Turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu adalarda ve üzerinde yerleşim olmayan ancak yat turizmi, günübirlik tekne turları gibi faaliyetlerin gerçekleştiği adalarda sulak alanlar insan etkisine maruz kalabiliyor; Küresel iklim değişikliğinin etkileri, Akdeniz Havzası’nda kuraklığın artmasına yol açıyor. İklim değişikliği kuraklığın yanı sıra, deniz seviyelerinde artışa yol açacağı için kıyı sulak alanları için de tehdit oluşturuyor. Ada sulak alanlarının çoğu kıyılarda yer alıyor ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı hassas konumda.
NEDEN ÖNEMLİ
Sulak alan tanımı çok çeşitli alanları içine alır; bataklıklar, turbalıklar, taşkın düzlükleri, nehirler, göller, tuzlalar, mangrovlar, deniz çayırı yatakları, mercanlar, gelgit anında altı metreden derin olmayan deniz kıyısı alanları doğal sulak alanların yanı sıra, atık su arıtım gölcükleri ve rezervuarlar gibi insan yapımı alanlar da sulak alandır. Sulak alanlar, dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 6’sını kaplar. Dünyadaki tüm canlı türlerinin yüzde 40’ını ve tüm hayvan türlerinin yüzde 12’sini barındırırlar. Sulak alanların taşkın kontrolü, yeraltı sularının beslenmesi, fırtınalardan koruma, besin depolama, iklim değişikliğinin kontrolü, su arıtımı, gıda kaynağı olma, turizm faaliyet alanı sağlama gibi birçok işlevi vardır.
SU KAYBIMIZ
Ülkemiz göller bakımından komşularına nazaran oldukça zengin bir yapıya sahipti. Ülkemizde, geçici gölcükler ve bataklıklar hesaba katılmasa bile sürekli göllerin sayısı 300’dü. Belirlenen sulak alanlarının sayısı 135 (bunların ; 14'ü Ramsar Alanı, 59'u Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan ve 33'ü Mahalli Öneme Haiz 106’sı tescillidir), irili ufaklı gölet ve barajı sayısı 860, yaklaşık akarsu (nehir, dere ve çay) sayısı da 160’ı bulmaktaydı. DSİ'nin rasat ölçüm istasyonlarınca 1980, 2000 ve 2012 yıllarında yapılan ölçümlere göre Türkiye'nin su miktarı ortalama 181,49 milyar m³ olarak belirtilmektedir. 2022 yılı sonunda ise toplam su varlığımız 112 milyar m³ olarak belirtilmektedir. Yılda ortalama 46 milyar m³ suyu tarımda kullanan ülkemizde, son on yıl içerisinde iki yıl kullanabileceğimiz suyu tüketmiş durumdayız. 2023 yılı ocak ayının ülkemizde çok şiddetli kurak geçmesi ve ülkemizdeki tüm su kaynaklarında (göl-gölet, baraj, nehir) su seviyelerin ortalama yüzde 30’ların altına düşmesi nedeniyle su varlığımızın100 milyar m³ altına gerilediği öngörülmektedir. Su kaynaklarımızın aşırı kullanımı ve israfı nedeniyle önümüzdeki yılın tarımda, sanayide ve içme-kullanmadaki kesimini de şimdiden tüketmiş durumdayız.
‘İSRAF EDERSEK’
Bir bölgede meydana gelen susuzluk (hidrolojik kuraklık), tüm canlılar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıp ve kavgalara neden olan ,canlı yaşamını ve eylemlerini kesintiye uğratacak/duracak, çaresiz bırakabilecek iklimsel ve tarımsal kuraklığın başlamasına neden olan zincirleme reaksiyonlara neden olur.
Ülkemizin 2000 yılı öncesi yüzde 30 oranına varan yarı kurak iklimi, son yıllarda neredeyse ülkemizin yüzde 80’inde görülmekte ve İç Anadolu, İç Ege ve Güneydoğu Anadolu kurak bir iklim dönemi yaşamaktadır. Daha Önceki Yıllarda da Kuraklık Yaşandı Ama , Bu Gün Nüfus Artışı ve Suya Olan Talep Çok Fazla Kurak ve yarı kurak iklimlerin önemli alan kapladığı Türkiye’de tarihsel dönemlerde birçok kurak yıllar yaşanmıştır. Ülkemizde 1894-1971-1974 ve 1989-1993 yılları arasında üç büyük kurak dönem olduğunu ve bu iki dönem arasında kalıcı kuru koşullar oluşarak Türkiye çapında şiddetli kuraklık olduğunu belirtmiştir. Şimdiki kuralık ve göl ve nehirlerimizdeki su seviyelerini dip suyu haline gelmesine ve de yeraltı sularımızın aşırı oranda azaldığını hatta gelecek yılın su ihtiyacını şimdiden tükettiğimizde bildirilmektedir. Bu, bırakın tarımsal sulamayı, nedenlerle içme-kullanma suyuna ulaşamama yeterliğiyle kuraklığın her tarafa yayılmasıyla çok şeylerin değişeceğini düşünmek gerekmektedir. Her alanda suyu tasarruflu kullanmaz, iklimlendirme çalışmalarına hız vermez, kuraklık acil önlem merkez ve planlarını geliştirmez, suları tekrar tekrar ileri arıtmayla arıtıp kullanmaz, bilinçli yağmur hasadı yöntemlerini uygulamaz ve suyumuza göre tarımı, kentleri, düzenlemezsek, suyu kısıtlı kullanmazsak, ülkemiz önümüzdeki yıllarda WRİ-BM,NASA raporlarındaki belirtiği olağan üstü kuraklıkla karşı karşıya kalacaktır. Bu raporlarda; her ne kadar 2040 yılı işaret edilmekteyse, ülkemiz içinde bulunduğumuz günlerin sonuçlarıyla, 2030 sonunda; su kıtlığı çekecek ve iklim krizinden en fazla etkilenecek ülkelerden biri olacağı belirtilmektedir. Ayrıca ülkemiz yer altı sularının çok ciddi risk altında olduğu ve kuraklığı çok şiddetli şekilde yaşayacağı da belirtilmektedir. Su sorununda 17 ülkenin 'aşırı yüksek derecede' gösterildiği dünya ülkeleri arasında Türkiye 27'nci sırada, 'yüksek derecede' en riskli ikinci kategoride yer alması olası olacaktır.
Kaynak : TTKD Bilim Danışmanı .Dr. Erol KESİCİ- WWF-Türkiye. (2018). AdaSulakAlanları– Türkiye’nin Ada Sulak Alanları Veri Tabanı.-Gazete Ayvalık Nilgün KAYA