Nihat AK/EGE TELGRAF- Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, eğitimde 4+4+4 sisteminin son 4 yılının yeniden ele alınması gerektiğini söylemesi eğitimciler, veliler, öğrenciler ve mesleki eğitimden beklentisi olan reel sektör temsilcilerini heyecanlandırdı. Sistemin gözden geçirilmesi sürecinde dikkat edilmesi gerekenler ve talepleri uzmanlar Ege Telgraf’a değerlendirdi.  

‘İNOVATİF YAKLAŞIM’

Eğitimin bir ülkenin geleceğini şekillendiren en önemli unsurların başında geldiğine dikkati çeken VELİ-DER İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Eğitim sistemimizi yeniden değerlendirirken, bilimsel yöntemlere, istihdama yönelik hedeflere ve sektörlerin ihtiyaçlarına dikkat etmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum. Eğitim sistemimiz, yalnızca bilgi aktarımından ibaret olmamalı. Öğrencilerimizin eleştirel düşünme, problem çözme ve araştırma yeteneklerini geliştirmeleri için bilimsel yöntemler ile eğitilmelidir. Bu bağlamda, müfredatın içerikleri, öğrencileri araştırmaya, sorgulamaya ve keşfetmeye teşvik edecek şekilde düzenlenmelidir. Eğitimde deneyimsel öğrenme yöntemlerinin uygulanması, öğrencilerimizin bilgiyi yalnızca ezberlemekle kalmayıp, gerçek yaşamda nasıl uygulayacaklarını öğrenmelerine olanak tanıyacaktır. Eğitim sistemimizde, gençlerimizin işgücü piyasasına uyum sağlamalarını destekleyecek, onların kariyer hedeflerini belirlemelerine yardımcı olacak bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor. Okul müfredatlarının, sektörlerin ihtiyaçlarıyla paralel bir şekilde oluşturulması, işverenlerin aradığı nitelikli iş gücünü yetiştirmek için son derece önemlidir. Bu amaçla, eğitim kurumları ile sanayi ve iş dünyası arasında güçlü bir iş birliği oluşturulmalıdır. Staj ve mesleki eğitim programları, öğrencilerimize gerçek dünyayı tanıma fırsatı sunarak, onları iş yaşamına hazırlamalıdır. Bu noktada, öğretmenlerimizin sürekli mesleki gelişim fırsatlarına erişimi sağlanmalı ve eğitim sisteminin inovatif yaklaşımlarla desteklenmesi için gerekli adımlar atılmalıdır” dedi.

‘ESNAFA SORSUNLAR’

İzmir Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği danışmanı Mustafa Ak, Türkiye'nin eğitim sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle 4+4+4 eğitim modelinin yetersiz kaldığını belirten Ak, geçmişte ilkokuldan itibaren çıraklık ve mesleki eğitim alan öğrencilerin, iş hayatına daha donanımlı girdiğini hatırlatarak, “O zamanlar çocuklar dördüncü sınıftan itibaren çıraklığa gidiyor, dükkanlarda eğitiliyordu. Şimdi ise gençler, eğitimlerini tamamladıktan sonra iş bulmakta zorlanıyor” dedi, çıraklık sisteminin yeniden canlandırılmasının, hem iş gücü ihtiyacını karşılayacağını hem de nitelikli eleman yetiştireceğini savundu.
Üniversite mezunlarının işe girebilmek için kamu dairelerinin kapılarında beklediğini vurgulayan Ak, “Bugün berber, kasap, fırıncı gibi mesleklerde çırak bulmakta zorlanıyoruz. Çıraklar, eğitim sürecinden geçmeden işgücü piyasasına giriyor ve bu durum kalifiye eleman açığını artırıyor” ifadelerini kullandı. Ak, sektörlerin ihtiyaçlarına uygun eğitim programlarının hazırlanması gerektiğini vurguladı. Almanya örneğini göstererek, “Almanlar, çıraklık eğitimini bizden alarak geliştirdiler. Onlar bu sistemi etkili bir şekilde uygularken, biz hâlâ eski yöntemlerle ilerlemeye çalışıyoruz. Eğitim sistemi yap-boz tahtası gibi olmamalı” dedi. Ak, esnaf, tüccar ve sanayicilerin görüşlerinin alınarak eğitim politikalarının belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Ak, eğitim sisteminin yalnızca akademik başarıya odaklanmakla kalmaması gerektiğini, pratik ve mesleki becerilerin de geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. “Gelecekteki sanatkarları ve ustaları yetiştirmek için ortak akılla hareket edilmeli” diyen Ak, eğitim reformlarının gerçek sektör ihtiyaçlarına dayanarak yapılmasını önerdi.

Kademeli Emeklilik: Yeni düzenleme 2027’de geliyor mu? Yeni sistemin şartları ne? Kademeli Emeklilik: Yeni düzenleme 2027’de geliyor mu? Yeni sistemin şartları ne?

MESLEKİ POLİTİKALAR 

İzmir Mobilyacılar Odası Eğitim Danışmanı Zafer Koç, geçmişte meslek sahiplerinin "mektepli mi alaylı mı?" tartışmalarıyla değerlendirildiğini hatırlatarak, bugün gelinen noktada üniversite diplomasına verilen önemin altını çizdi. "Bir zamanlar, işin içinden gelen alaylıların pratik becerileriyle okullu kişilerin teorik bilgileri karşılaştırılırdı. Ancak günümüzde her aile ve öğrenci, üniversite diplomasına ulaşmanın peşine düştü," diyen Koç, bu durumun temel sebebinin seçkin kamu ve özel kurumların işe alım politikaları olduğunu belirtti.

"Ön lisans, lisans, yüksek lisans derken şimdi de yan dallar, ikinci ve üçüncü yabancı diller, hatta doktora yapmış olma şartları aranıyor" diyen Koç, yüksek maaş vadeden bu kurumların, pratik ile teorinin ne kadar harmanlandığına maalesef bakmadıklarını vurguladı. Aileler ve öğrencilerin, bu kurumların talep ettikleri kriterlere ulaşma çabasının, nitelikli iş gücü açığını daha da derinleştirdiğini belirten Koç, "Yanlış tercih bir yıl, yanlış üniversite dört yıl, yanlış meslek ise bir ömrü heba ediyor" ifadesiyle bu sorunun ciddiyetine dikkat çekti. Zafer Koç’a göre, bu sorunun çözümü, toplumun tüm kesimlerini memnun edecek bir politika belirlemekten geçiyor. Öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren, uzmanların gözetiminde yeteneklerine uygun mesleklere yönlendirilmesi gerektiğini savunan Koç, kendi mesleklerini yapanlara teşvikler uygulanırken aynı zamanda meslek değiştirmenin de kolaylaştırılması gerektiğini dile getirdi. Mesleki eğitimin, günün koşullarına uygun bir şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini belirten Koç, "Tercih edilen ve en çok istihdam ihtiyacı olan meslekler daha popüler hale getirilmeli" dedi. Koç, ayrıca mühendislerin ve mimarların iş bulmakta zorlandığını, buna karşın ara eleman olarak nitelendirilen çalışanlara 100 bin TL’ye kadar maaş teklif edildiğini ifade ederek, bu durumun eğitim sistemiyle yakından ilişkili olduğunu vurguladı. Eğitim sistemini yeniden düzenlemekle yükümlü olan yetkililere seslenen Koç, "Bu düzenlemeler yapılırken, sektörlerin, ailelerin ve ülkemizin geleceği göz önünde bulundurulmalı" diye konuştu. Koç, ortaokul düzeyindeki öğrencilerle sık sık bir araya geldiğini ve onlara meslek seçiminde hangi kriterlere dikkat etmeleri gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunduğunu belirterek, bu bilinçlenme sürecinin gençlerin geleceği için hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Kaynak: EGE TELGRAF