Devletin bürokratları mı? Politikacıların bürokratları mı?

Öyle tahmin ediyorum ki bu soruyu sokakta on vatandaşa sorsak, genel çoğunluğu devletin bürokratı olmalı der. Doğrusu da devle...

Abone Ol
Öyle tahmin ediyorum ki bu soruyu sokakta on vatandaşa sorsak, genel çoğunluğu devletin bürokratı olmalı der. Doğrusu da devletin bürokratı olmasıdır. Hükümetler gelir geçer. Devlet bakidir. Elbette siyasi iktidarlar üst düzey bürokratları, daha doğrusu parti politikalarını uygulayabileceği, uygulatabileceği bürokratlarla çalışmalıdır. Ancak bunun bir sınırı olmalıdır. Örneğin bir siyasi parti iktidara geldiğinde, değiştirebileceği bürokratlar, liyakat esasına dayanan belli kriterleri olan kişilerden belirlenmeli ve kanunla sınırlanmalıdır. Mesela, bakanlıkta daire başkanlarına kadar, il müdürlüklerinde il müdür yardımcılarına kadar değiştirilebilir. Siyasiler de, eğer bürokratlarından başarı bekliyorlarsa, göreve getirdikleri bürokratların görevlerine çok fazla da müdahale etmemelidirler. Bir İl Sağlık Müdüründen başarı bekliyorsanız, başarısızlıkta hesap sorma hakkını kendinizde hak olarak görüyorsanız, çalışma arkadaşlarını kendisinin seçmesine imkan tanımalısınız. Bir hastaneye atadığınız başhekimden başarı bekliyorsanız ekip arkadaşlarını kendisinin seçmesine imkan vereceksiniz ki hesapta sorabilesiniz. Ancak, bu günkü sistemde İl Sağlık Müdürü göreve geldiğinde, ekip arkadaşları kendisinden daha önce atanmış koltuklarında oturur halde buluyor. Bir başhekim göreve geldiğinde yardımcıları müdürleri başhekimden önce atanmış koltuklarında oturur halde buluyor. Devlet yönetiminde yapılan yanlışlarda, hatalarda elbette hep siyasiler, politikacılar suçlu değil ya. En az siyasiler kadar bürokratlarda suçlu. Neden derseniz? Görev yaptıkları sürede yanlışa yanlış diyemeyen bürokratlar genel olarak görevden alındıktan sonra konuşmaya başlar. Genel olarak konuşanlar, görev yaptıkları kendi dönemlerinde, kendilerinin doğru işler yaptığına inanan kesimdir. Önemli olan görevdeyken konuşmak, yapılan hatalara, yanlışlara zamanında dur diyebilmektir. Görevden alındıktan sonra konuşmak, “Geçti Bor’un pazarı. Sür eşeğini Niğde’ye” hesabıdır. Birde görevinden alındıktan sonra konuşmayan bürokratlarımız vardır. Elbette görevini layıkıyla yapanları tenzih ederim ama onlarda “kuyrukları birbirine bağlı olan tilkiler” hesabıdır. Devlet hepimiz devletidir. Kamu hizmetlerinden, kamu imkanlarından tüm vatandaşlarımız eşit yararlanmalıdır. Kamu hizmetleri sunumunda vatandaşlarımızı ayrıştırmak, ötekileştirmek, adaletsizliğe dolayısıyla, kaos ortamının oluşmasına sebep olur. Bundan dolayı kamunun hizmet sunucuları olan bürokratlarımızın görevleri oldukça önemlidir. Devlet yönetiminde siyasi iktidarlar ve bürokratlar geçicidir. Önemli olan görevleri süresince devleti en iyi şekilde yönetmeleridir. Geçmişten bu güne nasıl ki, pek çok siyasi iktidar, bürokrat silinip gittiyse, bu günün siyasetçileri de, bürokratları da zamanı geldiğinde silinip gidecektir. Önemli olan zamanında doğruyu yapabilmektir. Emin Olun ki, Yapılan her yanlışta vatandaş olarak sizlerin bizlerin de payı var. Birileri yanlış yapıyor. Birileri o yanlışın parçası oluyor. Birileri de seyircisi. Unutmamak gerekir ki, her vatandaşımızın bu devletin yönetiminde bir kişilikte olsa söz hakkı var. Hakkımızı iyi kullanalım. Yerinde ve zamanında, iş işten geçmeden, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilelim. Doğrunun mücadelesini hep birlikte verelim.