Ege Telgraf Gazetesi muhabiri Nihat Ak'ın haberine göre; Özel sektörde asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 70’e ulaştı. Asgari maaşın altında bir ücretle yaşamını sürdürmek zorunda olan emeçilerin hiç de az olmadığı vurgulanıyor. Kendi kendine yetemeyen emekçiler emekli yakınlarına destek olamıyor. Kira, gıda, giyim fiyatlarındaki artış ve art arda gelen zamlar emeklileri ve yaşlı aylığı alan kesimi zor durumda bıraktı. Hükümet’in yaşlı kesimi mutlu edemediğine dikkati çeken Ege Geriatri Derneği Başkanı psikolog Mevlüt Ülgen mahalli seçimlerin ardından göreve gelecek belediye başkanları ve meclis üyelerinin sosyal politikalara ağırlık vermesi gerektiğini söyledi.
İzmir'in yaşlı nüfus aşamasından çok yaşlı nüfus aşamasına geçtiğine dikkati çeken Ülgen, “Türkiye'de de yaşlı nüfus son beş yılda yüzde 22,6 arttı. Yaşlı nüfus oranı 1990’da yüzde 4,3, 2010’da yüzde 7,2 iken, 2020’de yüzde 9.5'e , 2022’de yüzde 9.9, 2023’de ise yüzde 10.2 yükselmiştir. Yaşlı nüfus oranının 2030’da yüzde 12,9, 2040’da yüzde 16,3, 2060’da yüzde 22,6 ve 2080’da yüzde 25,6 olacağı öngörülmekte. Toplam nüfus içindeki (65+) toplam nüfus içindeki oranının yüzde 7 ile yüzde 10 arasında olması o yerleşim alanının "yaşlı ", yüzde 10'un üzerinde olması ise "çok yaşlı " nüfus olarak değerlendirilmektedir. İzmir yaşlı nüfus aşamasından çok yaşlı nüfus aşamasına geçmiştir. Kentimizdeki yaşlı oranı yüzde 12,8’i geçmiştir. İzmir’de 65-69 yaş grubunda 209 bin 527 kişi, 70-74 yaş grubunda 155 bin 779 kişi, 75-79 yaş grubunda 103 bin 919 kişi, 80-84 yaş grubunda 59 bin 352 kişi,85-89 yaş grubunda 30 bin 406 kişi, 90+ yaş üstünde ise 14 bin 873 kişi yaşamaktadır” dedi.
‘YAŞLI İZOLASYONU VAR’
Topluma önemli katkılar sağlayan yaşlı kesimin daha kaliteli bir yaşamı hak ettiğine dikkati çeken Başkan Ülgen, “Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz, tüm hassas gruplar gibi yaşlı bireyleri de derinden etkilemiş ve etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda yaşlı bireyler en fazla emekli maaşları ve sosyal desteklerin yetersizliğinden, sağlık hizmetlerine erişim sıkıntısından, sosyal dışlanma ve ayrımcılıktan yakınmaktadır. Evde bakım ve kamusal kurumsal bakım hizmetlerinin yetersizliği, bakıcı sorunu önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Makro ve mikro çevre olarak ifade edilen yapılandırılmış çevreler, yaşlıların toplumsal yaşama katılımını sınırlandırmaktadır. Kent mimarisi, yollar, kaldırımlar, konutlar, ulaşım, kısaca kamusal ve özel yaşam alanları yaşlı bireyler için engellerle dolu olup yaşlı bireyleri hareketsiz yaşam ve izolasyona sürüklemektedir. Yaşlı bireyler birikimi, deneyimi ve yaşama kattıkları değerler ile yaşlılık döneminde refah ve güven içinde, toplumsal yaşamın her aşamasına katılarak saygın bir şekilde yaşamayı hak etmektedirler. Yaşlı bireylerin toplumsal refah ve katılımı için yeterli gelir düzeyine sahip olması gerekmektedir. Bunun için hak temelli örgütlenmiş sosyal koruma ve güvenlik sistemleri büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.
SOSYAL POLİTİKALAR
Merkezi yönetimin eksiklerini yerel yönetimlerin tamamlamak zorunda kalacağına vurgu yapan Ülgen, “Yerel ve ulusal düzeyde oluşturulacak ekonomik, sosyal ve siyasal programlar, politikalar, kent planlamaları ve yaşam alanları; yaşlılığa özgü temel özellikleri, sosyolojik ve demografik değişimleri dikkate alarak toplumun ve yaşlının yaşam kalitesi, refahı ve esenliğine odaklanarak yapılmalıdır. Ege Geriatri Derneği olarak yaşlı bireylerin yaşadığı sorunların ivedilikle çözülmesini, engellerin kaldırılarak yaşam kalitesini artırıcı yaşlı dostu yaklaşım ve politikaların yaşama geçirilmesini bekliyoruz. Yerel seçimlerin ardından göreve gelecek belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri omuzlarında ağır bir sorumluluğu bulacaklar” ifadelerini kullandı.
‘YARIN ÇOK GEÇ OLUR’
Yükseliş gösterecek yaşlı nüfusa yönelik hizmetlerin acil artırılması gerektiğini belirten Başkan Ülgen, “Evde yalnız yaşayan bireylerin Türkiye ortalamasının üstünde seyrettiği İzmir’de sağlık ve sosyal politikalar belirlenmesinde hızlı karar alınmalıdır. Net göç ve net göç hızı verileri, İzmir'in yüksek oranda göç alan iller arasında yer aldığını göstermektedir. Net göç ve net göç hızı verileri, 2011-12 döneminde İzmir 2,3, Ankara 11,2, İstanbul 9 iken 2015- 2016 döneminde İzmir 5,6, Ankara 3,2 İstanbul – 4,8 olmuştur. Göç verileri de İzmir'in Ankara ve İstanbul dan daha fazla göç aldığını göstermektedir. 2022-2023 yılı İzmir binde 3,9, Türkiye ortalaması binde 1,1’dir. İzmir coğrafi konumu, sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel yapısı gibi nedenlerle son yıllarda nüfusu hızla artan, genellikle emekli ve 60 yaş üstü nüfusun tercih ettiği kent olma özelliği taşımaktadır. Demografik veriler ve nüfus piramidi analizleri, İzmir'in Türkiye'ye göre daha yaşlı bir nüfusa sahip olduğunu göstermektedir. Demografik veriler önümüzdeki yıllarda bu eğilimin artarak süreceği İzmir'de nüfusun özellikle de yaşlı nüfusun artacağını göstermektedir. Kaliteli yaş almayı sağlayaca hizmetlerin ötelenmesi yaşlılarımızın hayatı ıskalaması anlamını taşımaktadır” diye konuştu.