Günlük hayatımızda akıllı telefonlar, tabletler ve diğer taşınabilir/taşınamaz elektronik aletler önemli bir yer tutmakta ve tüm dünyada kullanımları hızla artmaktadır. Bu kullanım doğal olarak bazı psikolojik ve fiziksel sağlık sorunlarına da yol açabilmektedir.
Çocukların gelişim çağında olmaları ve bu cihazların kullanımında erişkinler kadar kendilerini kontrol edememeleri nedeni ile sağlıkları olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle çocukların sağlıklı gelişimi için Amerikan Çocuk Sağlığı Akademisi 0-2 yaş arası çocukları bu cihazlardan tamamen uzak tutmayı önermektedir. Daha sonraki yıllarda ise 3-5 yaş aralığında günde 1 saat, 6-18 yaş aralığında ise günde 2 saat ile sınırlamayı önermektedir.
Çocukların elektronik cihazlar ve bunların getirdiği manyetik kirlilikten zarar görme olasılığı erişkine oranla daha fazladır. Bu da çocuklara özgü birtakım etmenlerden dolayıdır. Öncelikle çocuklarda büyüme ve gelişme süreklilik gösteren dinamik bir olgudur. Buna bağlı olarak hayatın özellikle ilk 2 yılında bebeğin beyni doğumdaki boyutunun 3 katına ulaşacak düzeyde hızlı bir büyüme gösterir. Daha sonraki süreçte bu büyüme yavaşlayarak 21 yaşına kadar devam eder. Özellikle hayatın ilk 2 yılında bebeğin beyninin bu “teknolojik cihazlar” tarafından aşırı uyarılması dikkat eksikliği, zihinsel gelişimde yavaşlama ve öğrenme güçlüğü, kontrolsüz davranışlar gibi hayatın daha sonraki evrelerinde ortaya çıkabilecek sorunlara zemin hazırlayabilir.
Öte yandan teknolojik cihazlara aşırı bağımlı olan çocuklar daha az hareketli olacak ve dış uyaranlara daha az açık hale gelecektir. Buna bağlı olarak da okul başarısı olumsuz olarak etkilenecektir. Yapılan bilimsel çalışmalar da 12 yaş altında aşırı teknolojik cihazlar kullanımının çocuğun gelişimi ve öğrenme yetisini geciktirdiğini desteklemektedir. Aynı şekilde bu bağımlılıktan dolayı televizyon, bilgisayar, akıllı cep telefonu, tablet ve video oyunları başında geçirdiği süre arttıkça obezite riski artmaktadır. Obez olan çocuklarda ise uzun vadede diyabet, inme, kalp krizi ve hipertansiyon gibi hastalıkların sıklığı artmakta ve yaşam süreleri kısalmaktadır.
Bir başka problem ise çocukların uykularını yeterince alamamaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğu aile çocuklarının bu teknolojik cihazlarla gün içinde ne kadar çok zaman geçirdiğine dikkat etmemektedir. Çocukların bu cihazları yatak odalarına götürüp eğlencelerine devam etmelerine ses çıkarmamaktadır. Uykusuz kalan çocukların okul başarıları da doğal olarak olumsuz etkilenmektedir.
Öte yandan çocuklarda depresyon, sinirlilik, hiperaktivite, bipolar durum bozukluğu, psikoz, anti-sosyal davranış bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasında da bu aşırı teknolojik cihazların kullanımının etkili olabileceği çeşitli bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir. Aynı şekilde bu cihazlar aracılığı ile çocukların şiddet içeren görsel ve işitsel materyallere maruz kalması onlarda günlük yaşamlarında da şiddet eğiliminin artmasına neden olmaktadır. Özellikle şiddet ve cinsellik içeren video oyunları ya da TV şovlarının çocuğun gelişimi ve davranışlarını olumsuz yönde etkilediğine ilişkin çeşitli bilimsel kanıtlar mevcuttur.
Bu arada birkaç cümle ile cep telefonlarının yaydığı mikrodalga radyasyonun da olası olumsuz etkilerinden söz etmekte yarar vardır. Radyasyona maruz kalma ile kanser oluşumu arasındaki ilinti uzun yıllardır bilinmektedir. Burada maruz kalınan radyasyonun şiddeti ve süresi belirleyici etmenlerdir.