Kabul edilen ve 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı bazı tepkilere neden oldu.  Özelleştirme, maaşlar ve plan vizyonu eleştiri alan bölümler oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'ndaki görüşmelerde, planın Cumhurbaşkanlığı’na iadesine ilişkin 29 önerge verilmiş, bu önergelerden 8'i geri çekilmişti.

CHP Kadın Kolları, Narin için adalet talep etti: Neden sustunuz? CHP Kadın Kolları, Narin için adalet talep etti: Neden sustunuz?

‘VİZYON EKSİK!’

12. Kalkınma Planı hakkında Ege Telgraf’a değerlendirmede bulunan Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun, “Ortaya koyulacak icraatlarla ilgili bir sıralama olması gerekir. Orta Vadeli Program’ın, 12. Kalkınma Planı’nın ve 2024 Bütçesi’nin bir sıralaması olması gerekir. Üçünde de aynı vizyon ortaya koyulur. Program, plan ve bütçe üçü birbirinden ayrılmaz. Üçünün de birbirleriyle ilintili olmaları gerekir. Bu üçünün de aynı yönde bir vizyon birlikteliğinin olması lazım. Benim gördüğüm, buradaki temel eksiklik budur. Temel vizyonda eğitim ve hukuk devletini güçlendirecek tedbirler olması gerekir. Diğerlerinin hepsi detaydır. Sizin vizyonunuzda hukuk devletindeki kurumsal kapasiteyi güçlendirecek önlemleriniz yoksa, Orta Vadeli Programınız onunla ilintili Kalkınma Planınınızın onların uygulama metni olan bütçenizden Türkiye için hayırlı bir sonuç çıkmaz. O ülke için hayırlı bir sonuç çıkmaz. Temel olarak vizyon eksikliği var” dedi. 

‘BORÇLANDIRILIYORLAR!’

Doğmamış çocuklara bile borç yüklendiğini öne süren Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Taşkın, “Eski Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi politikalarının yanlış olduğunu anladılar. Tamamen çark ettiler. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, daha rasyonel bir ekonomi politikası uygulama çabasında gibi görünüyor. Ama onun da çok ciddi sorunları var. Bir avuç dolar için gezmediği ülke kalmadı. Türkiye'de istikrar ve öngörülebilirlik yok. Türkiye'ye borç para verilmesi bile ciddi bir risk oluşturduğu için, her zaman en kolay çözüm olan özelleştirmelere yöneliyorlar. Ama bu ülkenin yararına mıdır? Kesinlikle değildir. Bugün hazinenin borç yükü 6 trilyon lira. Faiz yüküyle beraber 11.1 trilyon lira borcu var hazinenin. Bütçenin büyük bölümü faiz ödemelerine gidiyor. 2023 yılında 646 milyar lira faiz ödemelerine gitti. 2024 yılında bu rakam çok daha fazla artacak. Yanlış ekonomi politikaları devam ediyor. Yandaşlara servet aktarımı devam ediyor. Bu yollarla doğmamış çocuklarımız bile borç yüküyle doğmuş oluyor” diye konuştu.

PEKİ NEREYE KADAR?

Tüm değerli varlıkların özelleştirilmesiyle ülke açıklarının kapatılamayacağını söyleyen DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “IMF politikalarıyla birlikte özelleştirme süreci son sürat sürüyor. Önümüzdeki dönemde Elektrik Üretim A.Ş'ye (EÜAŞ) ait hidroelektrik santraller (HES), limanlar, otoyollar, köprüler ile arsa ve arazileri özelleştirilecekmiş. Emperyalistlere taahhüt etmiş oldukları tüm özelleştirme alanları bitene kadar devam edecek. Devlet sadece kendi başına ‘Cilalı İbo’ gibi kalana kadar özelleştirmeler sürecek. Hazinedeki açıklarını, bu ülkedeki tüm değerli varlıkları satarak kapatmaya çalışıyorlar. İşçilerin, emekçilerin yılların kazanımıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin savaştan çıktıktan sonra biriktirmiş olduğu tüm mal varlıklarını elden çıkarmaya çalışıyorlar. Bizim elimizde sadece ve sadece kamusal alan dediğimiz devlet kurumları, bakanlıklar kalacak. O zaman bakanlıkları da açık artırmayla özelleştirelim” ifadelerini kullandı. 

‘TÜİK GENÇLEŞTİRİYOR’

Emekli ve emekçi maaşlarının gençleştirilen enflasyon üzerinden hesaplandığını savunan Başkan Sarı, “AKP, emekçinin ve emeklinin enflasyona karşı ezdirilmediğiyle övünüyor. TÜİK enflasyonu gençleştiriyor. Gençleştirilen enflasyon rakamları üzerinden emeklinin ve emekçinin maaşları hesaplanıyor. Bu programla onların maaşlarına TÜİK enflasyon rakamlarının üzerine birkaç rakam ekleneceğiyle övünüyorlar. Büyümeden, milli gelirden, ihracattan, refahın arttığından söz ediyorlar. O zaman işçinin, memurun, emekçi ve emeklinin maaşlarını milli gelir üzerinden hesaplasınlar. Bu ülkede çifte asgari ücret uygulanıyor. Emeklilerin asgari ücreti 7 bin 500 lira. Çalışanların asgari ücreti 11 bin 400 lira. Tek asgari ücret uygulamasına geçsinler. Tekleştirilmesi gereken asgari ücret de yoksulluk sınırına çekilmelidir. Hazine açıkları ne özelleştirmeyle ne de emekçi ve emeklilerin üzerine bindirilecek faturayla kapanabilir” dedi.

Kaynak: İHA