İlk olarak alınan seçim yenilgisini ve “Kim sorumlu?” tartışmalarını değerlendiren Salıcı şu ifadeleri kullandı: “Biz 6’lı masa olarak bir seçime gittik. Bütün süreçlerde sayın genel başkan aday olarak öne çıktı ama bütün partiler arkasındaydı. Bu partiler de kürsüye çıktı ve genel başkanımıza desteğini açıkladı. Bu süreç kayıpla sonuçlanınca ortaya şu duygu çıktı, ‘Kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu.’ Ben de soruyu tersten soruyorum, ‘Kazanmış olsaydık kim kazanacaktı?’ Tek başına Kılıçdaroğlu mu? Başarı olsaydı bu başarı herkese ait olacaktı. Hatta birçok siyasetçi başarıdaki payını anlatacaktı. 29 Mayıs günü itibariyle kazançta herkes nasıl ortak olacaktıysa kayıpta da bu ortaklık söz konusu.”
Seçimin neden kaybedildiği sorusunu da yanıtlayan Salıcı, “Topluma güven veremedik. Toplum bizim ülkeyi masayla beraber yönetebileceğimiz duygusuna kapılmadı. Demek ki eksiklerimiz vardı ve bunları konuşabilmemiz lazımdı” yorumunu yaptı.
Parti içindeki değişim çıkışının fikirsel değil güncel popülist eleştirilerden çıktığını söyleyen ve sadece genel başkanlık üzerinden ilerletildiğini belirten Salıcı, “Güncel meselelerden getirilen eleştiri CHP’nin uzun dönemli yapısal meseleleri çözdüğü bir sürecin önünü açmaz. Genel başkan partiyi yerel seçim sonrası partiyi güvenli bir limana ulaştıracağını söylüyor. Bizim yerel seçimleri birlik-bütünlük içinde aşmamız lazım. Kısa bir süre içinde hemen arkasından seçim olan bir dönemde değişim çabası parti içinde istenen yenilenmeyi sağlamayabilir. Bizim derdimiz sadece bazı danışmanların gitmesi değil. Daha köklü sorunlarımız var. Seçimsiz bir ortamda daha detaylı konuşmalıyız. Sorunu tek başına liderlik görürseniz o zaman bu acele olur. Sadece lider değiştiğinde CHP’nin çok iyi olacağını bilsem genel başkana giderim, ‘Bir an önce bırakın, parti kurtulacak’ derim” ifadelerini kullandı.
‘EL VEREREK OLMAZ’
Salıcı, Kılıçdaroğlu’nun “Partiyi bir sosyal demokrata devredeceğim” çıkışını ve Özgür Özel’in de “Şehzademiz nerede, hangi kafeste?” yanıtını değerlendirdi. Salıcı, “CHP ‘el vererek’ ya da ‘devir’ yoluyla lider belirleyen bir siyasi parti değil. CHP’de partinin geleceğini örgüt belirler. Bütün bu süreci okurken bizim siyasi bir perspektifle bakmamız lazım. ‘Şehzade nerede’ gibi fantastik benzetmeler meseleyi daraltır. Önümüzde bir kurultay var. Genel başkanlıkla alakalı da bir karar verilecek. Sonrasında bir tüzük kurultayı olacak. Ama esas yerel seçimlerden sonra yapısal meselelerin çözüldüğü bir noktaya gitmeliyiz” diye konuştu.