Kent Konseyi 29 Haziran 2024 Genel Kurul toplantısında yeni belediye başkanımızın, bizleri yüreklendiren konuşması üzere yazı dizimize devam ediyoruz. Kendisini uyarmamızı, katılımcı olmamızı, şeffaf ve sağlıklı yönetimi birlikte tesis edeceğimizi söylediği konuşma, bizler açısından devrim niteliğindedir. İlçemizde 2003 yılından bu yana gazetecilik yapan, 2015 ten bu yana çevre derneği başkanlığım bakımından şahsım adına çok ilginç bir deneyim olmuştur.
Önceki başkanlardan biri ile, bugün çok tartışılan sokak hayvanları hakkındaki röportajımızda, “Ben çobanlara 50 lira veriyorum, av tüfeği ile vuruyorlar, sorunu çözüyorum” dediğini dün gibi hatırlarım. Başka bir başkanın “Halkımın turistin pisliğini temizlemesini istemiyorum, gelecekler, cıpıl cıpıl plajlarda yatacaklar, başımıza taş yağacak” dediği günler de çok eski değildir. “Yapıciz”, diye başlayan konuşmalarının ardı arkası kesilmediyse de çevremize en ufak bir katkı sağlamayan bir başka başkan ve “Canım ne isterse onu yaparım, ben başkanım, size mi soracağım?” Diyenlerden sonra… yeni başkanımızın çağrısı, 30 yıllık tecrübenin ardından ilginçtir.
Onlar öncekilerin hatalarını bitirmek ve düzen getirmek yerine, daha kötü ne olabilir ki? Sorusuna aydınlık getirmişlerdi. Yıldız Burnu Termal Alanı, deniz içinden kaynayan termal kaynak çözümsüzlük abidesi olarak olduğu yerde muhafaza edilmektedir. Sadece Yıldız burnu değil Çeşme Yarımadası’nın neredeyse tüm kuzey sahil bandı 1. Derece termal kaynak vasfına sahiptir.
Bugün Bodrum Yalıkavak Marina içinde SPA otel işletmesi, denizden çektiği suyu yapay olarak ısıtarak kaplıca turizminin bir çeşidini hayata geçirmekte, 7 yıldızlı işletme dünyanın en önemli turizm tesisleri arasında gösterilmektedir. Tek bir marina işletmesinin bile Bodrum ekonomisine katkısı devasadır. Ülke turizm girdisi bakımından yadsınmayacak değere sahiptir.
Çeşme’nin pek çok kaplıcası yıllar yılı kimsenin ayağına değmeden, bir kuruş gelire dönüşmeden denize tahliye edilmişti. Günümüzde Tarihi Topan Hamamın, yanı başında belediyemiz mülkü binanın kiraya verdiği işletmeye hangi yasal düzenleme ile devredildiği başka bir muammadır. Yine de ilçemizde yıllar yılı mühürlü tutulmuş Topan Hamamın suyu artık boşu boşuna denize deşarj olmuyor diye düşünerek kendimizi avutuyoruz. İlçemizin değeri olan kaynaklar başta halkın ucuz ve güvenli yoldan erişimine sunulmalıdır. Daha sonra çeşitli gelir seviyesindeki turizm yatırımlarına açılmalıdır.
İlçede 2003 yılında termal su dağıtım projesi diye başka bir şarlatanlık organize edilmiş, Mamur Babadan alınan termal su, borularla ilçenin dört bir yanına dağıtılmış, kilometrelerce borularda soğuyan su, otellerin bodrumlarına kurulan kazanlarda yeniden kaynatılmak zorunda kalmıştı. Oysa Çeşme’nin diğer tüm termal alanlardan farklı olarak “re-enjeksiyon” uygulamasına, yani kaynağa geri basım prensibine ihtiyacı yoktu, çünkü kaynak deniz suyudur ve bu yüzden kaynağın yok olmaması için korunması gerekmez.
Bu saçma sapan uygulama yine iş bilmez kimselerin oldu bitti projesi olarak otellere dayatılmış, hemen çarçabuk nasıl büyük bir hata ve maliyet açığa çıktığı anlaşılmış, bek çok otel uygulamadan çıkmak adına termal otel vasfından feragat etmişti. Termal kaynak bellidir. Çıktığı bölgeler bellidir. Ve tüm kuzey bölgesi termal alandır. Bu coğrafya farklı derecelerdeki termal turizm işletmelerine ayrılacağına, villa yapımına peşkeş çekilmişti. Oteller kendi yerinde, parselinde çıkan suyu kullanmak yerine kurulan dağıtım şebekesinden termal su almak ve geri göndermeye zorlanmıştı. Ve hiçbir zaman re-enjeksiyon kuyusu açılmadığı gibi otellerin çoğunda olduğu gibi geri gönderilen su da doğal ortama yani denize deşarj edilmeye devam etmişti.