ÇAYKUR, konvansiyonel üreticilere 750 kilogram kota belirlerken, organik üreticilere 500 kilogram kota uygulaması getirdi. Bu durum, organik çay üreticilerinin moralini bozdu ve çeşitli endişelere yol açtı. Çiftçiler, organik çay üretiminde daha önce sağlanan desteklerin azaltılması ve yeni kota sınırlamalarının kendilerini cezalandırma olarak gördüğünü belirtiyor.
Organik Üreticilerin Şikayetleri
Rize'deki organik çay üreticileri, ÇAYKUR'un organik üretimle ilgili aldığı kararların kendilerini olumsuz etkilediğini ifade etti. Şeref Sümer, ÇAYKUR'un organik çay üreticilerini cezalandırdığını iddia ederek, “Organik çay üreticilerine uygulanan kota sınırlaması adaletsiz ve bizi caydırıcı bir uygulama olarak görüyoruz. ÇAYKUR ile imzaladığımız sözleşmede tüm çayı alacağı belirtilmişken, kota sınırlaması ve kilo bazlı desteğin kaldırılması bizi mağdur etti,” şeklinde konuştu.
Timur Sümer, kota sınırlamasının çayın verimine göre değil, tapu bazında belirlendiğini ve bu durumun hayal kırıklığı yarattığını belirtti. Orhan Sümer ise, organik çay üretiminin değerinin kalmadığını ve bu tür uygulamaların kaliteyi etkilediğini ifade ederek, “Kaliteli üretim yapanlar yeterince desteklenmiyor, aksine daha fazla çaba gösterenler cezalandırılıyor,” dedi.
Organik Çay Üretiminin Geleceği
Üreticiler, ÇAYKUR'un aldığı bu kararların organik çay üretimini teşvik etmek yerine caydırıcı etkisi olduğunu savunuyor. 2013 yılında başlayan organik çay üretimi çalışmalarının, şu an üvey evlat muamelesi gördüğü ve bu durumun organik üretimin geleceği üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği belirtiliyor. ÇAYKUR'un, organik çay üreticilerine yönelik aldığı yeni kararların, sektörün sürdürülebilirliğini tehlikeye atabileceği düşünülüyor. Organik çay üreticileri, ÇAYKUR'un destek politikalarını gözden geçirmesi ve adil bir kota uygulaması yapması çağrısında bulunuyor. Bu tür düzenlemelerin, organik üretimi teşvik etmesi ve üreticilerin motivasyonunu artırması gerektiği vurgulanıyor.