MEMDUH GÜNEY-EGE TELGRAF-Cumhuriyetin 100. yılının kutlandığı 2023 yılında geleceğin nesillerini yetiştiren öğretmenlerin günü 24 Kasım öğretmenler için buruk geçiyor. Birçok öğretmen adayı mesleğini yapmayı beklerken atanmış olan öğretmenlerde geçim mücadelesi veriyor. Eğitim İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım şu an hem özel sektörde hem de devlette çalışan 1 milyon 250 bin öğretmen olduğunu söyledi ve değişen sistem içerisinde öğretmen odasına girildiği zaman çeşit çeşit unvanların olduğunu aktardı. Yıldırım, “Artık öğretmenler odasında ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen ve geçtiğimiz yıl ortaya çıkan uzman öğretmen gibi unvanlar var. Devlet binasında da özel bir okulda da aynı işi yapsalar da gelir adaletsizliği her geçen gün artıyor. Bugün özel sektör öğretmenleriyle konuştuğumuzda asgari ücret ortalamasında bir maaş almaya zorlandıklarını iş güvencelerinin olmadığını ve mesleklerini patronun iki dudağı arasından çıkacak cümlelere bağlı bir şekilde yaptıklarını görüyoruz. Patronlar bu cesareti devletten buluyor” dedi.
“İHTİYAÇ ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERLE GİDERİLİYOR”
Devletin atama yapmak yerine sezonluk öğretmenlerle süreci götürmeye çalıştığını söyleyen Yıldırım, “Bugün 200 binden fazla öğretmen ataması gerekirken her yıl 20 bin ya da 50 bin bandında öğretmen atanıyor. Kalan öğretmen ihtiyaç ise ücretli öğretmenlerle gideriliyor. Şu an ki hesaplamalara göre Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak 100 binden fazla ücretli öğretmen çalıştırılıyor. Ücretli öğretmenlerimiz geliri ise ayrı bir tartışma konusu. Asgari ücret düzeyinde anca maaş alıyorlar” ifadelerini kullandı.
“BİR GÜN ANIYORSUNUZ ERTESİ GÜN UNUTUYORSUNUZ”
Yıldırım, büyükşehirlerde görev yapan öğretmenlerin en büyük sorunlarının barınma ve gıda olduğunu belirtti ve “Kira artışlarının astronomik fiyatlara yükselmesi gıda fiyatlarının durdurulamaz yükselişi büyükşehirlerde öğretmenlerin yaşamını zorlaştırıyor. 25-30 yıldır öğretmen olan birinin maaşı yoksulluk sınırının 50 bin lira olduğu yerde sadece 25 bin lira. Öğretmen 25 bin lirayla kirasını ödemek zorunda çocuklarına bakmak zorunda ve devlet öğretmenleri bu sorunlarla baş başa bırakıyor. Bugün Türkiye’de iki buçuk üç yıldır ekonomik kriz var. Bu ekonomik krizin nedeni kamu çalışanları değil ama iş veren statüsündeki hükümet faturayı emekten yana kesiyor. Bugün öğretmenlerin bir grubunu 15 bin liraya dayamış açlık sınırında 11 bin liraya çalıştırıyorsunuz. Öğretmenlerin tamamına yoksulluk sınırının altında maaş veriyorsunuz. Sonra yılda bir kere öğretmeni anıyorsunuz ve andığınız öğretmeni ertesi gün unutuyorsunuz” diye belirtti.
“İYİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ İSTENMİYOR”
Yıldırım, “Yıllar içerisinde bu ülkede öğretmenlerin itibarları zayıflatıldı. Bunun nedeni de çok iyi bir eğitim sisteminin yönetenler tarafından istenilmemesi. Bu hükümet eğitimi ve sağlığı sırtında bir kambur olarak görüyor ve özel sektöre devretmeye çalışıyor. Nitekim göreve geldiklerinden bugüne baktığımızda özel sektörün eğitimdeki payı yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıktı” dedi.
“ÖNLÜKTEN ZİYADE EKONOMİK SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ”
Cumhuriyetin yüzüncü yılında kutlanan 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde acilen 100 bin kadrolu öğretmen atamasının olması gerektiğini söyleyen Anadolu Eğitim Sendikası İzmir İl Başkanı Adnan Sarısayın, “Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere böyle bir müjde verilmeli. Bugün İzmir özelinde baktığımızda ev kiraları ortalama 15-16 bin lira. Öğretmen maaşı ortalama 23 bin lira. Bu şartlarda öğretmenlerimiz okula giderken akıllarında geçim sıkıntısıyla gidiyor. Biz bu yüzden öğretmenlerimiz için kira yardımını da talep ediyoruz. Bakanımız öğretmenlere önlük gönderileceğini söyledi ancak önlükten ziyade öğretmenlerimizin ekonomik sorunlarına bir çözüm bulunmalı” dedi.
“ÖĞRETMENİN İTİBARI ÜLKEMİZİN GELECEĞİ”
Sarısayın, “Öğretmenin itibarı ülkemizin geleceği. Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerimizi yetiştiren öğretmenlerimizin öncelikle itibar sahibi olmaları sağlanmalı. Geçmiş dönemdeki bakanlarımız öğretmenlerimizi itibarsızlaştıracak tarzda cümleler kurdu. Atama bekleyen öğretmelerimiz için “cami avlusunda yem bekleyen güvercin” benzetmesi yapıldı. Öğretmenlerimizi tatil süresi üzerinden eleştirdiler. Halbuki öğretmenlik sadece okulda yapılan bir meslek değil. 24 Kasım’da sevgililer günü gibi bir çiçek vererek öğretmenler günü kutlamaktan ziyade ekonomik ve sosyal problemlerin çözülebileceği ortam oluşturulmalı. Son dönemlerde öğretmenlerimizin saldırıya uğradıklarını görüyoruz. Bu saldırı durumlarında şikayete bakılmaksızın dava açılması gerek. Saldırıya uğrayan öğretmenin şikayet etmesi beklenmeden kamu görevini yapan öğretmene yapılan saldırıya karşı derhal tedbir alınmalı” ifadelerini kullandı.
“HÜKÜMETİN DEĞİL HALKIN ÖĞRETMENİ OLMAK İSTİYORLAR”
Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal, her yıl 24 Kasım’da bürokratların hükümetin bakanların öğretmenlere övgüler yağdırdığını belirtti. Vardal, “Bunun önüne geçen hiçbir şey yok ve bu sahici bir durum değil. Öğretmenler kendilerini güvende hissetmek istiyor. Mesleklerinden koparılmak uzaklaştırılmak istemiyor. Öğretmenlerin talebi kendilerini güvende hissedecek bir şekilde mesleklerini yapmak” ifadelerini kullandı. Vardal, “Yıllardır Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümet tarafından bir dizi eleştiri söz konusu. Bu yüzden öğretmenler kendilerini değerli hissetmiyor. Yine günümüz ekonomik koşullarında öğretmenler insanca yaşama ve çalışma koşullarında çalışmak istiyor. Açlık sınırına yakın bir ücretle karşı karşıya kalan öğretmenler yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret istiyorlar. Bugün öğretmenlerimiz iktidarın değil halkın öğretmeni olmak istiyor” dedi.