Kültür-sanat

Burdur’un 60 yıllık kültürel hazinesi Danimarka’dan iade edildi

Burdur'dan çalınan ve Danimarka'da 60 yıl boyunca sergilenen Roma İmparatoru Septimius Severus’a ait bronz heykel başı, Türkiye'ye iade edilerek kültürel mirasa önemli bir katkı sağladı.

Abone Ol

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yoğun diplomatik ve bilimsel çalışmaları sonucunda, Burdur’un Boubon Antik Kenti kökenli olan ve 60 yıl önce yurt dışına çıkarılan Roma İmparatoru Septimius Severus’a ait heykel başı, nihayet Türkiye’ye iade ediliyor. Danimarka’daki NY Carlsberg Glyptotek Müzesi tarafından geri gönderilen heykel başı, Anadolu’nun kadim kültürel mirasının korunmasında önemli bir başarı olarak kayda geçiyor.

Burdur’daki Boubon Antik Kenti’ne ait heykel, yıllar sonra ait olduğu topraklara dönüyor

Burdur'un Boubon Antik Kenti, Roma İmparatorluğu’nun izlerini taşıyan önemli bir merkez olarak biliniyor. Milattan sonra 193-211 yılları arasında hüküm süren Roma İmparatoru Septimius Severus’a ait bronz heykel başı, 1960’lı yıllarda yasa dışı kazılarla yurt dışına çıkarılmıştı. Sanat simsarı Robert Hecht Jr. tarafından 1970 yılında Danimarka’ya satılan heykel başı, Glyptotek Müzesi’nde sergilenmeye başlanmıştı. Heykelin, 1979’da gövdesiyle birleştirilmesi, eserin tamamlanmasını sağlamıştı.

Prof. Dr. Jale İnan’ın katkılarıyla iade süreci başlatıldı

Türk bilim insanı Prof. Dr. Jale İnan’ın 1970’li yıllarda gerçekleştirdiği araştırmalar ve yayımladığı bilimsel çalışmaları, eserin kökeninin belirlenmesinde ve iade edilmesinde temel kaynak oluşturdu. Septimius Severus heykel başı, Roma sanatının inceliklerini ve dönemin liderlik sembollerini yansıtan nadir eserlerden biri olarak kabul ediliyor.

Eserin Türkiye’ye iadesi, kültürel mirasa sahip çıkmada önemli bir adım

Septimius Severus heykel başının iade süreci, Kopenhag Türkiye Büyükelçiliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sağlanan belgeler ve bilimsel kanıtlar doğrultusunda, Glyptotek Müzesi’nin etik değerler ışığında gerçekleşti. Müze Müdürü Gertrud Hvidberg-Hansen, “Kaçak kazılarla elde edilen bu eserin ait olduğu topraklara dönmesi, müzecilik ilkeleri ve etik değerler açısından büyük bir adım” dedi.