Boğazımda bir düğüm…

Abone Ol

Bugün, yıllar öncesine dayanan bir acıyla dolu bir gün... 10 Kasım, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrıldığı, Türkiye'nin kalbinden bir parçanın koparıldığı gündür. Ancak bu sadece bir tarih değil, bir milletin gönlünde sonsuz bir özlem ve saygıyla anılan bir gün...

Her yıl geldiğinde, 10 Kasım bizi derin düşüncelere sevk eder… Sabah erkenden uyanır, sokağa atarım kendimi… Eve sığamam çünkü; yatamam, uyuyamam… Boğazımdaki düğümü yutkunamam… Keşke hiç gelemese o saat 09.05’e! Keşke akmayı unutsa bir anda zaman…

Ne olursa olsun bu milletin her 10 Kasım’da birbirine kenetlenmesi ayrı bir onur, ayrı bir gurur… Gözlerden akan yaşlar, acının hala en taze, acının hala acıttığının göstergesidir. O büyük liderin vefatıyla, Türkiye sadece bir liderini değil, bir dahi, bir devrimcinin, bir ulu önderin kaybını yaşadı. Ancak Atatürk'ün bıraktığı miras, bize ilham veren, aydınlık bir geleceğe olan inancımızı canlı tutan bir rehber oldu. Atatürk, sadece bir lider değil, aynı zamanda bir vizyonerdi. Onun öncülüğünde, Türkiye çağdaşlaşma ve modernleşme yolunda büyük adımlar attı. Bugün, onun izinde yürümeye devam ediyoruz, ilkelerini ve değerlerini canlı tutarak (!)

GÜVENİ BOŞA ÇIKARMAMALI

Ne kadar o “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir” dese de 10 Kasım aynı her zaman bizim için hüzün günüdür. O büyük liderin yokluğu, bir boşluğu hatırlatır bize. Ancak unutmamamız gereken şey, Atatürk'ün bize bıraktığı mirası yaşatmak, onun ilkelerine bağlı kalmak ve ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşımak için bir araya gelmektir. Büyük önderin gösterdiği yolda yürümek, sadece bir görev değil aynı zamanda bir ayrıcalıktır. O, milletine güvenen, ona inanan bir liderdi. Onun gösterdiği ilkelere bağlı kalarak, bu güveni boşa çıkarmamak, Türkiye'yi daha da ileri taşımak için hep birlikte çaba sarf etmeliyiz.

Bugün, sadece bir lideri değil, bir idealin, bir vizyonun ardında duran bir milletiz. Atatürk'ün öğrettikleriyle, birlik ve beraberlik içinde geleceğe yürümeliyiz. O'nun izinden ayrılmadan, Türkiye'yi daha güçlü, daha aydınlık bir yarınlara taşımak hepimizin sorumluluğudur. Bugün, 10 Kasım, sadece bir anma günü değil, aynı zamanda bir taahhüt günüdür. Atatürk'ün bize bıraktığı mirası yaşatmak, onun aydınlık vizyonunu sürdürmek için bir araya gelmeliyiz. O'nun sevgisiyle dolu yüreğimizde, birlik ve beraberlik içinde Türkiye'yi daha güzel yarınlara taşıyabiliriz.

10 Kasım'da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet ve minnetle anıyoruz. Onun gösterdiği yolda, birlik ve beraberlik içinde ilerleyerek, Türkiye'yi daha güzel günler bekliyor. O büyük önderin bize bıraktığı mirası yaşatmak, Türkiye'nin daima onunla gurur duymasını sağlamak ise bizim en önemli görevimizdir.