Bizim “Carloslar” “Bazı kariyerler vardır aslında hiç yaşanmamıştır”
Hiç öyle şey olur mu? Demeyin. Bal gibi olur.
Hiç öyle şey olur mu? Demeyin. Bal gibi olur.
Yıl 1963. Brezilya’nın dünya futbolunda fırtına gibi estiği yıllar.
Pele’ler, Didi’ler, Garincca’lar.
Carlos Henrique Reposo. Futbolun herşey olduğu topraklarda fakir bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Top oynamayı sevmese de topçu olmaktan başka çaresi yoktu
10 yaşında Botafogo alt yapısına girdi. Hızlı ve yetenekliydi.
16’sında Meksika’ya transfer oldu.
Hayatının ilk profesyonel maçına sayılı günler kala sakatlandı.
Tabi o zamanlar tıp şimdiki gibi değil. Topçu “sakatım” dedi mi? Sakat!
Nerden bilsin elin Meksikalı’sı. Tarihin en sahtekar futbolcusuna çattığını
Carlos sektördeki açığı çabuk fark etti. Meksika’da 2 yıl kaldı.
Tek maça çıkmadı. Parasını da çatır çatır aldı. “Beckenbouer” a özendi.
Kendine “Kaiser” “imparator” lakabını taktı.
Ben Carlos Kaiser’im dedi.
Yuvasına bir “yıldız” edasıyla döndü.
Lig yaklaşırken sözde yeniden sakatlandı. Oynamadı.
Takımda işler iyi gitmeyince göze batmaya başladı.
Carlos bu pabuç bırakır mı?
Meksika’dan oyuncak bir telsiz telefon getirtti.
Soyunma odasında, koridorlarda
Aklınıza gelebilecek her yerde
Hayali menejerlerle hayali pazarlıklar yaptı.
Yöneticiler baktı ki Carlos yuvadan uçuyor;
“Bedavaya gitmesin” diye bastılar imzayı
Carlos 2 sene daha yattığı yerden para aldı.
İnanılmaz bir tiyatral yeteneği vardı.
Yöneticilere ve eşlerine hediyeler alır,
Çalışanlara harçlık dağıtırdı.
Vasgo de Gama’dan takım arkadaşı Tato onun için
“Carlos’u bir kez bile futbol oynarken görmedim ama takımın en sevilen futbolcusuydu” diyor. Futbol’dan neredeyse nefret ediyordu.
Bangu’da oynarken takımı 3-1 gerideydi.
Hoca “ısın” deyince birden rakip tribünlere yöneldi.
Taraftarlarla yumruk yumruğa kavgaya tutuştu.
Kırmızı kart gördü; yine de oyuna girmedi.
Maç bitince alev püsküren başkanı
soyunma odasının kapısında gözyaşlarıyla karşıladı
“Sizi hep 13 yaşında kaybettiğim babama benzetirim,
küfür edilince dayanamadım” dedi. Kovulmaktan kurtuldu.
Carlos bu numara çok.
Bazen gazetecilere hediyeler aldı.
Yalan haberler yaptırdı. Basına açık antrenmanlarda gol attırmaları
için takım arkadaşlarına hediyeler aldı.
Yöneticilerin izlediği antrenmanlara ise paralı taraftarlar getirtti.
Kendisi için sloganlar attırırdı. Gemisini bir şekilde yürüttü
13 yılda Flamengo, Flumiense, Botafogo, Vasco De Gama gibi
9 ayrı takıma imza attı. Hiç birinde 1 dakika bile oynamadı.
2016 da filmi çekildi. Bebeto, Zico gibi ünlü futbolcular
Tarihin en çakma futbolcusu için kamera karşısına geçti.
Şimdi kaldırın kafanızı şöyle bir etrafınıza bakın
Ne çok “Carlos” var çevrenizde farkettiniz mi ?
Şirketi olmayan duayyen iş adamları..
Kariyerinde tek dava bakmamış büyük avukatlar.
Hiç haber yazmamış efsane gazeteciler..
Buyrun !!
Meydan sizin.