Yapay zekanın büyük enerjiyi tüketmesi dünya genelinde endişelere yol açıyor. ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs’ın yayımladığı rapora göre, yapay zekanın hızla yükselen popülaritesi, veri merkezlerinin enerji tüketimini 2030 yılına kadar yüzde 160 oranında artırabilir. Halihazırda dünya çapındaki veri merkezleri toplam enerjinin yaklaşık yüzde 2'sini tüketirken, bu oran 2030 yılına kadar yüzde 3 veya 4’e yükselebilir. Goldman Sachs analistlerine göre, yalnızca ABD'deki veri merkezlerini desteklemek için enerji şirketlerinin yaklaşık 50 milyar dolarlık yeni üretim kapasitesine yatırım yapması gerekecek. Avrupa'da da benzer bir artış öngörülüyor; 2023-2033 döneminde Avrupa'nın enerji talebinin yüzde 40 ila 50 oranında artması bekleniyor.
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, yapay zeka uygulamaları enerji tüketimi konusunda ciddi farklar yaratıyor. Örneğin, bir ChatGPT sorgulaması yaklaşık 2,9 vat-saat enerji tüketirken, bir Google araması sadece 0,3 vat-saat enerji harcıyor; bu da yapay zeka sorgularının Google aramalarından yaklaşık 10 kat daha fazla enerji tükettiğini gösteriyor. Ayrıca, yapay zeka ile üretilen her bir görüntü, ortalama bir akıllı telefonun şarj olma süreci kadar enerji tüketiyor.
Bu enerji tüketimi artışı, yapay zekanın gelişimiyle birlikte veri merkezlerinin genişlemesi ve elektrik kullanımının hızlanması gibi faktörlerle daha da belirgin hale geliyor. Avrupa'da veri merkezlerinin enerji tüketiminin 2030 yılına kadar Portekiz, Yunanistan ve Hollanda'nın toplam enerji tüketimine eşdeğer olması bekleniyor. Bu durum, yapay zekanın gelecekteki enerji tüketiminin yönetilmesi gerektiğini ve sürdürülebilir enerji çözümlerinin önemini vurguluyor.