Hani bir söz vardır ya, “bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. Aynen öyle.
Elbette mevkisi makamı her ne olursa olsun, herkes her şeyi bilmek zorunda değildir.
Konuyla ilgili bir işlem yapacaksa öğrenmek zorundadır.
Bir kişi, hele ki bu kişi bir makam sahibiyse, makamında devleti temsil ediyorsa, devlet adına o makamdaysa ve yaptığı yanlış iş ve işlemden bir başkası zarar görüyorsa vay halimize.
Ne hikmetse son yıllarda makam sahiplerinin usulsüz, kanun genelge ve yönetmeliklere uymayan pek çok uygulamasına şahit oluyoruz.
Bir il sağlık müdürü düşünün. Sağlık hizmetleri sunumu konusunda o ildeki en tepe noktadaki kişi. 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Kanunu ilgili başbakanlık genelgeleri ve mevzuatlar çerçevesinde Kahramanmaraş’a sendika il temsilciliği yazısını yazıp, kurumun evrak kaydından geçiriyoruz. Doğal olarak, evrak kayıttan geçen evrak resmiyet kazanmış oluyor. Kanunlar, genelgeler ve yönetmelikler gereği de sendika yöneticileri basına beyanat verebilir ve açıklama yapabilir çerçevesinde, sendika il temsilcimiz Mustafa Kuzugüden ulusal bir televizyon kanalına vermiş olduğu beyanattan dolayı, Kahramanmaraş İl Sağlık Müdürlüğü tarafından tedbir amaçlı iki ay açığa alıyor.
İl Sağlık Müdürlüğü evrak kaydından Mustafa Kuzugiden diye girse, kişi hakkındaki, sendika il temsilcisi olduğu yazı da dahil tüm evrakları görecek.
Ancak, il temsilcimizin tüzel kişiliğini dikkate almadan, 657 sayılı Devlet Memurları kanunun 15. Maddesine istinaden yani, memur basına beyanat veremez maddesine dayanarak il temsilcimiz açığa alınıyor.
Şimdi diyoruz ki; siz memurunuzun sendika il temsilcisi olduğunu bilerek mi açığa aldınız? Bilmeyerek mi? Gerçi çok önemli değil. İki gerekçede birbirinden beter. Bilerek açığa aldıysanız, kanun tanımıyorsunuz.
Bilmeyerek açığa aldıysanız, bilgisizlik ve liyakatsizlikten dolayı o koltuklara layık değilsiniz.
Bir amir, memur hakkında bir işlem yapacaksa önce memurun sıfatlarını bilmek zorundadır. Anlaşılıyor ki, kurumunuza giren evraktan bi habersiniz.
İhtimaldir ki, Valilik makamını da yanlış bilgilendirme yaparak yanıltıyor ve il temsilcimizin açığa alınmasıyla ilgili onay alıyorsunuz.
İl temsilcimizi açığa alarak TCK’nin 118. maddesine aykırı hareket ettiğinizi düşünüyoruz. Temennimiz odur ki, yapılan yanlıştan bir an önce dönülsün.
Sağlık çalışanlarımız sahada hem kaliteli sağlık hizmeti sunuyor, hem de pek çok liyakatsiz idareci, tarafından mobbing, şiddet, geçim derdi gibi binbir güçlükle mücadele ediyorlar. Sağlık çalışanlarının alın terine artık gözyaşları da karışıyor.
Her mesai, her nöbetten evlerine bugün de dövülmedik, öldürülmedik diye şükrederek dönen sağlık çalışanları, yoksulluk sınırının altında maaş aldıkları, geçim derdi ile can derdi arasına sıkışıp kaldıkları zamanlarda her gün, her saat bir şiddet haberiyle gündem olup, sıra bana ne zaman gelecek endişesi yaşarken bunu açıkça dile getiren bir sendika il temsilcisinin yasal haklarını kullanıp bir şiddet olayını duyurması gerekçe olarak görülüp, sendika temsilcisinin görevinden uzaklaştırılması kanun tanımamaktır. Hiç bir idareci kendisini hukuktan üstün göremez.
Bu kabul edilemez. Yanlış karardan bir an önce vazgeçilmelidir. Yasaları hiçe sayan bu kararda imzası olan herkes sendikal faaliyete engel oldukları için gereken cezaları almalıdır.