Beyazperdedeki kral: Metin Oktay
Metin Oktay, Arzu Film’in yapımcılığında Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde “Taçsız Kral” filminde kendini oynadı. İyi ki de oynadı. Bugün araştırmacılar için bulunmaz bir hazine bıraktı Türk futbolunun...
TAÇLI KRAL METİN OKTAY- AHMET ÇAKIR
Metin Oktay ile ilgili en kapsamlı çalışma şüphesiz Ahmet Çakır’ın “Taçlı Kral Metin Oktay” kitabı. Yazarın kendi yayını olan eser, 2011’de okuyucu ile buluştu. Ahmet Çakır, bu kitabı hazırlamakla ne kadar övünse azdır. Bu alandaki ilk telif kitap olma özelliği taşıyan bu eser, alandaki boşluğu doldurmak için önemli bir adım. Metin Oktay’ın ölümünden bu yana kendisi ile ilgili yazılmış tek kitap. Bu kitap bir başlangıç olmakla birlikte Metin’i anlatmaya yetmez. Metin Oktay’ın daha bir çok yönüyle ele alınması gerekir.
Kitabı Ahmet Çakır’ın hazırlamış olması çok önemli. Çünkü Çakır, bir Galatasaraylı olmanın yanı sıra gerçekten bir Galatasaray uzmanı. Galatasaray’ın tarihini de daha önce yazmış. Kitapta, Metin’in hayat serüvenini, çok farklı yazı, kaynak ve anıdan derleyerek aktarıyor. Yukarıda sözünü ettiğimiz iki kaynaktan da epeyce yararlanmış; ancak Metin ile ilgili kıyıda köşede kalan önemli yazılara da yer verilmiş. Kitap, Metin’in futbolculuk hayatı, futbol sonrası yaşamının yanında ölümünün ardından nasıl bir iz bıraktığını görmek açısından önemli.
Kitabın içinde çok özel diyebileceğimiz konuklar var. Ali Kırca, Orhan Ayhan, Selim Soydan, Cemal Süreya, Mehmet Fuat bunlardan bazıları. Anılar bölümünde eşi Servet Oktay, TSYD Başkanlarından Esat Yılmaer, bir başka önemli Galatasaraylı Fatih Terim’e de rastlıyoruz.
Metin Oktay ile ilgili başka kitapların da yazılması umuduyla Ahmet Çakır’ın kitabını mutlaka okuyun diyorum.
TAÇSIZ KRAL (FİLM)- ATIF YILMAZ (1965)
Ertem Eğilmez’in kurduğu ve dönem dönem Nahit Ataman’ın kurduğu Arzu Film’in Türkiye sinema tarihinde özel bir yeri vardır. Ertem Eğilmez, sağ cenahın eleştirmekten kaçınıp filmlerini ilgiyle izlediği, sol cenahın (yani sosyalistlerin) yerden yere vurduğu ama filmlerini izlemekten de kendini alıkoyamadığı bir yönetmendir. Ertem Eğilmez eleştirisi bu yazının konusu değildir. Ama şu gerçeğin altını çizmekte fayda var: Arzu Film ve Ertem Eğilmez, 1965’te “Taçsız Kral” filmini Atıf Yılmaz’a çektirerek futbol tarihimiz için çok önemli bir belge bıraktı. Ahmet Çakır’ın deyimiyle “tepe tepe kullanılacak” bir materyaldir.
1960’ların sinema ortamı, düşünsel zenginlik açısından en başarılı yıllardır. Türkiye toplumu, 1970’lerin keskin ve tahammülsüz ortamından uzaktır. Bu ortamda sağdan ve soldan çekilen filmlerin hemen hepsi belli bir olgunlukla karşılanmaktadır. 1965’te sinemacılar arasındaki Yeşilçam-Sinematek kırılması, ortamın olgunluğunu bitiren önemli bir dönemeçtir. Taçsız Kral filmi, 1965’te Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde Safa Önal’ın yazdığı senaryo ile çekildi. Sinemacılar, her ne kadar Metin Oktay’ın popülerliğinden yararlanıp seyirciyi salona çekme amacıyla bir film çekmeyi tasarlasa da, bugünden baktığımızda, amacını çok çok aşan ve iyiye hizmet eden bir eserin ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
1960’ların ideolojik tartışmaları nazarında kimi sinema tarihçileri bu filmi toplumsal gerçekçi olarak tanımladı. Filmdeki kitlesel çekimler, gecekondu mahalleleri, bir işçi çocuğunun hayatını konu edinmesi itibariyle toplumcuydu. Fakat bana kalırsa, en kitlesel spor olan futbolu konu edinmesi ve Galatasaray ile Fenerbahçe başta olmak üzere bu kulüplere mensup kişileri oynatması itibariyle bir halk filmiydi. İzleyiciyi bu yönüyle çeken bir filmdi ve keyifliydi.
Senarist Safa Önal, filmin çekiminde ne kadar zorlandıklarını anılarında anlatır. Metin eşi Servet Oktay, bazı sahneler için çok set tavır koyar. Neyse ki Atıf Yılmaz’ın uzlaşmacılığı ile film kurtarılır. Film, İzmirli bir kişiliğin, Metin Oktay’ın hayatını konu edinmesi ve önemli bir kısmının İzmir’de çekilmesi itibariyle, İzmir kent kültür tarihi için de ayrı bir değer taşımaktadır. Metin Oktay’ın büyüdüğü sokaklar, Kordonboyu, Asansör filmdeki karakterler gibi canlıdır.
Metin Oktay’ın sinema serüveni aslında 1959’daki “Gönül Kimi İsterse” filmine dayanır. O filmde de Metin birkaç sahnede az da olsa görünür. Ancak, Taçsız Kral filmi, gerçek bir futbolcunun rol aldığı ilk Türk filmidir. Metin Oktay, oyunculukta başarılı olmasa da (ki bu çok doğaldır) bu işi yüzüne gözüne bulaştırmamıştır da…
Senaryo, Metin Oktay ile yapılan uzun görüşmeler sonrasında hazırlanır. Çok suskun olan Metin’in ağzından söz almak çok zordur. Ama Metin hayat hikayesini yıllar sonra “Top ve Ben” de kaleme aldığında gerçeğe çok yakın olduğunu tekrar görüyoruz.
Film, şüphesiz bir kurgudur. Ancak, görüntüler bugün için çok kıymetli bir belgedir.
SONUÇ YERİNE
Aslında bu yazından çıkarılacak sonucu yazının içinde defalarca vurguladık. Bu yazılanlar ve çekilen tek film Metin’e haksızlıktır. Başta Galatasaray Spor Kulübü, yazarlar, Metin Oktay dostları, ilgili bakanlıklar bu futbol abidesini geleceğe taşımak için daha duyarlı olmalı.
Yazıya İkinci Yeni Şairi Turgut Uyar’la başladım. Yine Bir İkinci Yeni Şairi ile bitirmek istiyorum. Bakın Cemal Süreya, meşhur Metin Oktay yazısında ne diyor: Metin’de bütün bu büyük futbolcuların yanında kendisini daha büyük gösteren bir şey var. Nedir bu acaba? Teknik mi, beden gücü mü, sezgi mi? Bütün bunlar birleşmiş onda. Ama aynı özellikleri başka futbolcularda kolayca seçiyoruz. Sanırım asıl niteliği topla buluşması. İcatçıdır bu konuda. Sevecendir. Şemsiyesini ne mi yaptı? Fenerbahçe’ye attığı çok ünlü bir gol vardır. “Uçan Manda” olarak anılan Özcan’ın beklediği kalenin ağlarını yırttı. Ayıp olmasın diye ve rakip takıma bir cemile olarak şemsiyesiyle örttü orayı. Şemsiye’nin bugün hâlâ orda olduğu söylenir.
KAYNAKÇA:
Fotoğraflar için Metin Oktay’ın jübile kitabı ‘Metin’den yararlanıldı.
Cemal Süreya’nın 99 Yüz Kitabı
Yasemin Arpa’nın Safa Önal ile yaptığı nehir söyleşi kitabı ‘Ne Kadar da Gamlı Bu Akşam Vakti’
Agah Özgüç’ün Türk Filmleri Sözlüğü