Ege Telgraf Gazetesi'nden Nihat Ak'ın haberine göre; Seçim döneminde verdiği sözler kapsamında İzmir Büyükşehir BelediyeBaşkanı Cemil Tugay’ın ilkini Kemeraltı Çarşısı’nda açtığı, ikincisini de Çiğli’de planladığı Kent Lokantası’na küçük esnafın tepkisi gün geçtikçe artıyor. Bu kapsamda İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç basın toplantısı düzenledi.
‘TAKDİR EDİYORUZ’
Yerel yönetimlerin sosyal belediyeciliğini desteklediklerini belirten Lokantacılar Odası Başkanı Doğan Kılıç, “Vatandaşımız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay yüzde 48,97’luk oy oranıyla göreve getirdi. Sayın Başkan bir milyon 292 bin kişinin, neredeyse iki kişiden birinin oyunu alarakr 5 yıllığına kentimizi yönetme yetkisini aldı. Seçim vaatlerini yerine getirmek istemesi sosyal belediyecilik yapmak istemesini anlayışla karılıyoruz. CHP Konak Belediye Meclis üyeliği ve parti örgütünde görev yaptığım için sayın Başkan Tugay’ı gayet iyi anlayabiliyorum. Sosyal belediyecilik, belediyelerin sosyal sorumluluk anlayışı çerçevesinde, toplumun refahını artırmak, dezavantajlı grupların yaşam koşullarını iyileştirmek, toplumsal eşitliği sağlamak amacıyla yürüttüğü hizmet ve faaliyetleri kapsayan bir belediyecilik anlayışıdır. Bu anlayış, sadece altyapı ve çevre düzenlemeleri gibi temel belediye hizmetleriyle sınırlı kalmaz, aynı zamanda sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda da vatandaşlara destek sağlamayı hedefler. Başkan Tugay’ı sosyal belediyeciliğinde odamıza kayıtlı 3 bini aşkın, karma odalardaki 3 binin üzerindeki, yine İzmir Ticaret Odasına kayıtlı sektörde faliyet gösteren toplanda 10 binin üzerindeki işletme olarak desteklemek isteriz” dedi.
DAR GELİRLİYE DESTEK
Sosyal belediyecilikte asıl olanın dezavantajlı kesimlerin desteklenmesi olduğunu hatırlatan İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, “İzmir Büyükşehir Belediyesi kent lokantalarının ilkini Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda açtı. Amacı vatandaşlara uygun fiyatlı, sağlıklı ve kaliteli 4 çeşit yemeği 50 TL’den sunarak bu projede ekonomik anlamda katkı sunulmak olarak ifade ediliyor. İzBB’nin kent lokantasının önünde doğal olarak uzun kuyruklar oluştu. Bu kuyruklara esnaf olarak gittik baktık. Dar gelirlilerden, dezavantajlıların azınlıkta olduğunu gördük. Yüksek gelir seviyesinden, hatta ve hatta turistlerden kent lokantasına toplu olarak gidildiğine şahit olduk. Başkan Tugay’ın amacıyla uygulaması arasında ciddi bir fark olduğunu gözlemledik. İzBB bütçesi esnafından emekçisine, emeklisinden tüketicisine kadar herkesten kesilen vergilerle oluşturuluyor. Bu bütçenin kar gütmeksizin sosyal belediyecilik kapsamında kamu yarararına kullanılması hepimizin ortak arzusu. Kent lokantasından faydalananların gelir seviyelerinin yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz. Bu proje başlatılmadan bizimle görüş alışverişi yapmış olsaydı sayın başkanı bu konuda uyara bilirdik” ifadelerini kullandı.
‘FORMAT DEĞİŞTİRSİN’
Kent lokantalarında format değişikliği yapılması gerektiğine inandığını belirten Başkan Kılıç, “Ekonomik sıkıntılardan dolayı sektörümüzdeki işletmelerimiz zor bir dönemden geçiyor. Kentimizdeki on binin üzerinde hizmet veren işletmelerimizin tamamına yakını kent lokantasına tepki gösterdi. Bazı kişiler ve kuruluşlar ‘İzBB önüne gidelim. İşletmelerimizin anahtarlarını başkana verelim. Belediyenin önünde tencere tava çalalım. Bir gün süreyle protesto için kepenk kapatalım. Basın açıklamasıyla tepki gösterelim’ diyenler oldu. Bizler bu kentinde bu ülkeninde harcıyız . Birleştirici nüvesiyiz. Bizlere yakışanın projenin aksayan taraflarını dile getirmek olduğunu arkadaşlarımıza söyledim. İzBB Grand Palaza fiyatlarını görüyor. Bir çorbanın, bir dürümün fiyatı ortada. Yüksek enflasyon ortamında 20 TL’si vergiden oluşan 50 TL’ye 4 çeşit yemek verebilmemiz mümkün değil. Kamu kaynağı kullanarak İzBB bunu verebilir. Projeyi bu şekilde devam ettirmeleri halinde küçük esnaf ile haksız bir rekabet yapmış olurlar. Esnaf İzBB ile rekabet edemez. Son dönemde artan kapanışların sayısı yükselir. Sosyal patlamalar kentimizde yükselir. İzBB Başkanı Tugay’dan isteğimiz kent lokantalarını kentin gelir seviyesinin düşük olduğu dar gelirlinin kolay ulaşabileceği konumlarda açmasıdır. Kent lokantasından yemek yiyeceklerin dar gelirli, öğrenci, en düşük maaş alan emekli, dezavantajlılar olması için bir kayıt sistemi dahilinde belirlenmesi. Böylesi bir format değişikliğinde projenin hayat bulması için elimizden geleni bizler de yaparız. Kamu kaynakları dezavantajlıların faydasına kullanılmış olur. Özetle garibanın karnı doyurulsun, kıyafet ve temel ihtiyaçları karşılansın ama İzBB’nin bizlerden toplanan dev bütçesiyle küçük esnaf zor durumda bırakılmasın. Dar gelirli doyurulsun ama esnaf dövülmesin” diye konuştu.
