Kültür-sanat

Balkanlar'daki türbeler Türk kültüründen derin izler taşıyor

Prof. Dr. Mehmet Dönmez, Balkanlar’daki dervişlerin ve alperenlerin türbelerinin, Türk kültürünün bölgedeki izlerini taşıyan önemli simgeler olduğunu vurguladı.

Abone Ol

Balkanlar'da Türklüğü ve İslam'ı yaymak için önemli bir rol üstlenen dervişlerin, gazi ve alperenlerin türbeleri, bölgedeki Türk kültürünün en değerli izlerini oluşturuyor. Edirne’de düzenlenen Uluslararası Balkanlar’da Alevilik ve Bektaşilik Sempozyumu'nda konuşan İnönü Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Dönmez, Balkanlar’daki türbelerin, Türk medeniyetinin izlerini taşımaya devam ettiğini vurguladı.

Dönmez, “Balkanlar’daki türbeler, Türk kültürünün ve medeniyetinin mührü olmuştur. Yabancılar bu izleri silmeye çalışıyorlar. Ancak bu türbeler, Türk milletinin bu coğrafyadaki izlerini ve inanç sistemini gösteriyor” dedi. Ayrıca, özellikle Sarı Saltuk gibi önemli şahısların, bölgedeki Türklük ve İslam’ın yayılmasında büyük bir rol oynadığını belirtti. Sarı Saltuk'un Balkanlar’daki izlerinin hala çok güçlü olduğunu ifade eden Dönmez, bu tarihi figürlerin ve türbelerinin korunmasının önemini de vurguladı.

Sarı Saltuk’un Evrensel Etkisi ve Yabancı Etkiler

Balkanlar'da yapılan saha araştırmalarına da değinen Prof. Dr. Dönmez, özellikle Romanya'da Sarı Saltuk’un türbesini ziyaret eden yabancı gruplara dikkat çekti. Kanada'dan gelen papazların, Sarı Saltuk’un Hristiyanlaştırılmaya çalışıldığını söyleyen Dönmez, bu tür müdahalelerin, tarihi şahısların kültürel değerlerinin çarpıtılmasına neden olduğunu belirtti.

Dönmez, "Türk ve İslam kültürünün Balkanlar'da büyük bir iz bıraktığını görmek mümkün. Ancak bazı yabancı düşünürler, bu kültürün izlerini silmek, bu değerleri tartışmalı hale getirmek istiyor" diyerek, Balkanlar'daki bu değerli şahısların önemini yineledi.

Türbelerin Korunması ve Türk Kültürünün Geleceği

Türbelerin ve kültürel mirasın korunması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Dönmez, Balkanlar’daki Türk varlığının sadece coğrafi sınırlarla sınırlı olmadığını belirterek, bu kültürün inanç ve tarihsel bir sınır oluşturduğunu söyledi. Balkanlar’da yapılan araştırmaların, Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türk kültürünün ne kadar derin bir etki bıraktığını gösterdiğini ekledi.