Balçık bitti, açıldı ağızlar

SORUMLU: KİMSE Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü olan ve yıllardır siyaset yapan hatta halihazırda Ataşehir AK Parti İlçe Başkanı da olan TFF Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Erdem, MHK'den olan ikayetlerini dile getirmiş. TFF'nin yönetim organizasyonuna baktığımızda Erdem'in Engelli Federasyonları Sorumlusu olduğunu görüyoruz. Daha önce yayın organlarında İsmail Erdem'in hem siyasetçi hem de TFF yönetiminde olması ile ilgili haberler çıktı. Görevini liyakatle yaptığı sürece herkes her işi yapabilir zaten. Aslında İsmail Erdem'in o kadar çok titri var ki, yazıyı tam sayfa yapmamız gerekirdi... Ancak son iki günde gerçekleştirilen açıklamalara baktığımızda Türk futbolunun sorumluluğu üstlenememe gibi bir sendroma yakalandığını görebiliyoruz. Nihat Özdemir istifa ederken 20 kulüp başkanından yaka silktiğini söylemişti. MHK Eğitim Danışmanı Jaap Uilenberg istifa ederken MHK ile işbirliği içinde olamayacağnı söylemişti. Şimdi de TFF Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Erdem, Tahkim Kurulu'nun düdüğü astırılan hakemleri geri döndüren kararına saygı duymadığını söyledi. Söz konusu Tahkim Kurulu'nun başkanı ve başkan vekili olan isimler hukuk profesörü. Üsüne üstlük bağımsız ve tarafsız bir kuruldur. Bir taraftar tahkim kurulu kararına saygı duymama hakkına sahip olabilir de, TFF Yönetim Kurulu üyesi nasıl saygı duymaz? TFF Üyesi İsmail Erdem aynı zamanda, "Hakemlerin almış oldukları yanlış kararlardan ben de TFF Yönetim Kurulu Üyesi olarak çok zaman rahatsız olmuşumdur. Sokaktaki futbol meraklısı vatandaşımıza karşı da çokça mahcup olmuşuzdur" ifadelerini kullandı ve ekledi, "Uilenberg'in de açıklamaları çok hoş değil. İşin gözüken ve gözükmeyen tarafları var. Şu ana kadar TFF'nin maaşlı elemanı ancak istifa ettiği gün konuşuyor, önceden konuşsaydı keşke." Uilenberg hakkında uzun zamandır çok ciddi eleştiriler vardı, istifa etmeseydi daha uzun yıllar göreve devam edecekti. NE ZAMAN OLUR? Görüleceği üzere ortada bir sorun olduğu herkesin malumu fakat ortada suçlu yok. Herkes birilerini suçlayabiliyor ancak kimse 'ben yaptım' deme cesaretini gösteremiyor. Spor siyaset ilişkisini bir kenarıya koyduğumuz ve yönetici sıfatını gerçekten taşıyan kişilere yetki verildiğinde gerçek değişimi görebileceğiz.