Nihat AK/EGE TELGRAF- İzmir Körfezi’nin temiz olmasının, şehrin ekolojik dengesini korumak ve gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmak açısından büyük önem taşıdığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ilk ve kurucu Başkanı Dr. Burhan Özfatura, bu hedefin yerine getirilebilmesi için hem vatandaşa hem yerel yönetimlere hem de merkezi iktidara önemli görevlerin düştüğünü söyledi.
RADİKAL ADIMLAR ŞART
Körfez’in temizlenmesi için öncelikle İzmir’de atık su yönetiminde radikal bir değişikliğe gidilmesi gerektiğine vurgu yapan Özfatura, “Konak ile Narlıdere arasındaki sistem kurulması lazım, atık su ile yağmur suyunun ayrılması lazım. Aksi halde lağım suları denize deşarj oluyor. Mithatpaşa yani Hamidiye Camii’nin karşısında lağım suyunda beslenen balıkları tutuyorlar. O balıklar yenmez. Konak Çiğli arasında Büyük Kanal Projesi yaptık. Kanalın etkin bir şekilde çalışması, Çiğli’deki arıtma tesislerinin verimli kullanılması gerekiyor. Bu tesislerde özellikle brülörlerin tam kapasiteyle çalıştırılması, deniz suyunun temizlenmesi için kritik öneme sahip” dedi.
BÜYÜKŞEHİR PLANLAMALI
Geçmişten günümüze gelen bir sorun için yeni göreve gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı peşinen tenkit etmenin doğru olmayacağını belirten Özfatura, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, Körfez’in temizliği için gerekli projeleri hayata geçirmek üzere stratejik bir planlama yapmalı. Üniversitelerin, meslek odalarının ve uzmanların katılımıyla bir uygulama planı oluşturulmalı ve bu plan doğrultusunda hızla harekete geçilmelidir. Ayrıca, çevre dostu projeler için vatandaşların ve özel sektörün katılımı teşvik edilmelidir” diye konuştu.
RANT ODAKLI DEĞİL
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın rant odaklı değil çevreyi korumaya yönelik çalışmalar yapması gerektiğine dikkati çeken Özfatura, “Maalesef merkezi hükümetin belediyenin zaten sıkışık olan mali durumunu daha da kötüleştirmek için yaptığı baskılar var. Bunlardan vazgeçmesi lazım. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın görevi ne? Bakanlığın görevi ille de rant sağlayan projeleri belediyelerden kaçırarak yandaşlara imkan aktarmak değil. Körfezin temizliği gibi bu tür şeylerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da devreye girmesi, mutlaka üzerine düşen görevleri de yapması lazım. Ama böyle bir şey yok. Akıllı düşman devletler bile dev orman yangınlarında, afetlerde birbirine destek veriyor. İzmir Körfezi'nin temizlenmesi için yerel ve merkezi yönetimlerin el ele vermesi şarttır. Siyasi çekişmelerin bir kenara bırakılması ve tüm paydaşların ortak hedef doğrultusunda çalışması, bu sürecin başarısı için kritik öneme sahiptir. İzmir'in geleceği için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi hem şehir hem de ülke için büyük bir kazanım olacaktır” ifadelerini kullandı.
İZMİRLİLERE DÜŞEN GÖREV
İzmirlilerin de Körfezin temizlenmesi için aktif bir rol üstlenmeleri gerektiğini vurgulayan Özfatura, “Herkes parmağını da elini de taşın altına koymalıdır. Atık suların ayrıştırılması, su kaynaklarının bilinçli kullanımı ve çevre dostu enerji projelerine destek verilmesi, halkın bu sürece katkıda bulunabileceği alanlardan sadece birkaçıdır. Güneş enerjisi, paket arıtma sistemleri ve yağmur suyu hasat projeleri, büyük sitelerden fabrikalara kadar geniş bir yelpazede zorunlu hale getirilmelidir. Bunları yapmaya halkımız gönüllü olmalıdır” şeklinde konuştu.
İzmir Körfezi'nde yaşanan balık ölümleri ve deniz kirliliği, son dönemde hem vatandaşların hem de uzmanların dikkatini çeken önemli bir çevre sorunu olarak öne çıkıyor. İzmir Deniz Ticaret Odası Eski Başkanı Geza Dologh da, bu sorunun nedenlerini ve çözüm yollarını tartışırken, yerel ve merkezi yönetimlerin iş birliği içinde çalışmasının gerekliliğine dikkat çekiyor.
BİLİMSEL YAKLAŞIM GEREK
Kirlilik ve balık ölümlerine çözümün bilimsel yaklaşımlarla olabileceğini belirten Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi eski Başkanı Geza Dologh, “Gündemi dikkatle takip ediyorum. Okumadan, araştırmadan, sorgulamadan, oturduğu yerden her konuda fikrini beyan eden insanların bu konuya karışmalarını doğru bulmuyorum. Doğruyu söyleyeceklerine inandığım bilim insanlarından edindiğim bilgiye göre; İzmir Körfezi'nde yaşanan balık ölümlerinin temel sebebi oksijen yetersizliği. Deniz suyu sıcaklığının artmasıyla birlikte planktonlar hızla çoğalıyor ve bu durum suyun oksijen seviyesini düşürüyor. Oksijen seviyesinin düşmesi, balıkların hayatta kalmasını zorlaştırıyor ve sonuç olarak ölümler meydana geliyor. Denizde balıklar boğuluyor!” dedi.
ÇÖZÜM SU DEVİR-DAİMİ
Balık ölümlerinin hiç de doğal olmayan bir sürecin sonucu olduğunu belirten Dologh, “Sürecin bir doğa olayı olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Suyun devridaimini sağlayacak önlemler alınmadığı takdirde Körfez’deki ekosistem zarar görmeye devam edecektir. Bu sorunun çözülmesi için Körfez’e su devri-daimini sağlayacak bir kanal açılması gerektiği zaman zaman söyleniyor. İstemezükçüler körfezden alınacak çamurun nereye döküleceğine kadar çalışmanın farklı yanlarına itiraz ediyor. İstemezükçülere daha fazla kulak verilirse çözümsüzlük devam eder durur. Oluşturulacak kanal, dışarıdan temiz suyun Körfez’e girmesini sağlayarak, oksijen seviyesini artırabilir ve planktonların aşırı çoğalmasını önleyebilir. Ayrıca, körfez suyun hareketliliğini artıracak ve deniz ekosisteminin sağlıktır” diye konuştu.
HAMZA BEY SEÇİLSEYDİ!
Merkezi yönetimin inisiyatif alması gerektiğini vurgulayan Dologh, “Körfez’deki bu çevre sorunlarının çözümü için hem yerel yönetimlerin hem de merkezi hükümetin birlikte çalışması gerekiyor. Özellikle merkezi iktidarın bu konuda öncülük etmesi ve gerekli altyapı yatırımlarını yapması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu süreçte yerel yönetimlerle işbirliği yapılmasının da önemli. Merkezi hükümetin kaynaklarını kullanarak, yerel yönetimlerin tecrübeleriyle birlikte hareket etmesi, sorunun daha hızlı ve etkili bir şekilde çözülmesini sağlar. Körfezde açılacak kanal 6 ay gibi kısa bir sürede biter. Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ seçilmiş olsaydı bu kanal açılması çok hızlı bitebilirdi. İzmirlilerin de bu sürece duyarlı olmaları duyarlı olduklarını da göstermeleri gerekir. Vatandaşların çevre bilinciyle hareket etmeleri, yerel ve merkezi yönetimlere bu yöndeki taleplerini ısrarla iletmelidir” ifadelerini kullandı.
ODADAN ŞEFFAFLIK VURGUSU
İzmir Körfezi'nde yaşanan balık ölümleriyle ilgili bir açıklama da TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden geldi. Yaşanan olay ile ilgili olarak alg üremesi ve çözünmüş oksijen seviyesinin düşük olmasına dikkat çeken Oda, numune alan ve çalışma yapacak kurumlardan analiz sonuçlarını edinmek için resmi başvuruda bulunduklarını belirtti. Daha kapsamlı sonuçlar için deniz suyu numuneleriyle ilişkili sonuçların incelenmesi gerektiğini ifade eden açıklamada “Benzer süreçlerin tekrar yaşanmaması için deniz suyu kalitesinin biyolojik ve fizikokimyasal parametrelere göre düzenli olarak izlenmesi, değişimlerin gözlemlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması şarttır. Çevre ve halk sağlığı açısından tüm veriler şeffaf bir şekilde paylaşılarak kamuoyu doğru bir şekilde bilgilendirilmelidir” ifadelerine yer verildi.
Deniz suyu kalitesinin iyileştirilmesi için kirletici kaynakların kontrol ve denetimine dikkat çekilen açıklamada “Yerel ve merkezi idarelerin yetki ve sorumlulukları çerçevesinde etkin bir şekilde yürütülmelidir. İklim kriziyle ilgili gelişmeler düşünüldüğünde alg patlamalarının ve balık ölümlerinin kent estetiği ile birlikte çevre ve halk sağlığı açısından sorun olmaya devam edecektir. Açıklama yapmanın ötesinde benzer sorunları önlemek, İç Körfez kalitesini yükseltmek üzere ivedilikle gerekli çalışmaları yürütmeye çağırıyoruz” diyen Çevre Mühendisleri Odası “Yerel ve merkezi idareye bağlı tüm kurumları yapılan çalışmaları paylaşmaya davet ediyoruz” dedi.
Konuyla ilgili olarak İzmir Valiliği ise "İlgili kamu kurum ve kuruluşların konuyla ilgili çalışmalarını her zaman olduğu gibi yakından takip ederek çalışmalarımızı sürdürmekteyiz" açıklamasında bulundu.
