Bu aralar eski eşyaları yenilemeye kafayı takmış durumdayım. Eski kot pantolonlardan çanta ya da tencere tutacağı yapıyor, boyası atmış ahşap tepsilerimi akrilik boyalarla yeniden boyuyor ve kullanıma hazır hale getiriyorum. Bunu yaparken de kendimi iyi hissediyorum. Çünkü eldeki mevcut ürünlerle ortaya yeni bir ürün çıkarmak hem hoşuma gidiyor, kendimi verimli hissediyorum hem de ekonomime katkı sağlıyorum.
Yaklaşık üç- dört yıldır hobi olarak deri tasarımıyla ilgileniyorum. Deri tasarımında bize ilk öğretilen şeylerden biri, deriden azami derecede faydalanmak, hiçbir parçasını boşa vermemektir. Buna başladığımdan beri elimde ne var ne yok her şeyi değerlendirip dönüştürmeye başladım. En küçük bir deri parçasını bile atmıyor, en azından takı tasarımında ya da cüzdan yapımında kullanıyorum.
Tüketim çılgınlığının had safhaya ulaştığı şu günlerde belki de yapılabilecek en iyi şeylerden biri tasarruf etmek ve hiçbir şeyi boşa vermemektir. Tasarruf etmek,refah seviyemizi adım adım yükselten bir davranıştır.
Hiç unutmam, üniversiteyken bir hocamız “arkadaşlar, aldığınız eğitim sizin yaşam tarzınızdır. Ne kadar iyi eğitim alırsanız o kadar iyi bir mesleğe sahip olursunuz, ne kadar iyi bir mesleğe sahip olursanız o kadar iyi para kazanırsınız, ne kadar çok para kazanırsanız o kadar refah içinde yaşarsınız ve ne kadar refah içinde yaşarsanız yaşayın siz siz olun tasarruf etmeyi unutmayın çünkü hazıra dağ dayanmaz” demişti. Üniversiteyi bitireli yıllar oldu ama bu cümle hep kulağıma küpe oldu. Yıllar geçtikçe de anlamının derinliğini iyice içselleştirmeye, daha iyi idrak etmeye başladım. Çünkü yaş ilerledikçe tasarrufun ve geri dönüşümün önemini daha iyi kavradım.
Geri dönüşüm, yeniden kullanılabilecek ürünlerin dönüştürülerek üretime ve tüketime geri kazandırılmasıdır. Bu döngü, sadece bizler için önemli olmakla kalmayıp gelecek nesillere de bırakabileceğimiz en güzel miralardan biridir.
İnsanoğlunun en büyük negatif yanlarından birisi belki de bencilliğidir. Bazen gerçekten bu dünyada sadece biz yaşıyormuşuz gibi, sanki arkamızdan koca bir nesil ya da nesiller gelmeyecekmiş gibi hareket edebiliyoruz. Bu da bizim çevreyi ve eldeki mevcut ürünleri savurmamıza sebep oluyor. Oysaki bir şeyi tek kullanımdan sonra atmak ya da geri dönüştürme imkânı varken geri dönüştürmemek maddi durumunuz ne kadar iyi olursa olsun müsrifliktir. Müsriflikte kısa vadede size, uzun vadede gelecek nesillere verilecek en büyük zararlardan biridir. O yüzden bir ürünü kullanılamaz ilan etmeden önce iki kere düşünmek gerekir.
Eski çantalardaki fermuarlar yeni cüzdanlarınız için kullanılabilir. Eski bir kutu üzerinde çalışıldıktan sonra yeni bir aksesuar kutusu olarak değerlendirilebilir. Unutulmamalıdır ki dönüşüm yalnızca bütçeniz için dost olmakla kalmayıp, daha yaşanabilir bir dünya için hayati bir önem taşıyan unsur olabilir.