Didar DEMİRCİ/EGE TELGRAF- Torbalı’ya bağlı Ayrancılar Mahallesi’nde bulunan bir apartmanın altındaki restoranda meydana gelen tüp patlaması sonucu 5 kişi yaşamını yitirmiş 63 kişi de yaralanmıştı. Olayın nedenine ilişkin sorularımızı yanıtlayan İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası (İSG-SEN) Kurucu Genel Başkanı İrfan Sayar, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na dikkati çekti. Söz konusu kanunun Türkiye’deki işyerlerinin tehlike bakımından 3 sınıfa ayrıldığını ve bu sınıflardan “az tehlikeli” olan grubun denetim bakımından yasa yürürlüğe girdiği 2012 yılından bugüne hep göz ardı edildiğini dile getiren İSG-SEN Genel Başkanı Sayar, “Özellikle altında dükkan olan binalar bu nedenle adeta bir bombanın üstünde oturuyorlar” dedi.

‘KİM HESAP VERECEK’

Yasayı uygulama ve denetleme yetkisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda olduğunu söyleyen Sayar, “Çalışma Bakanlığı bu tip yerleri denetlemede çok yetersiz kalıyor. Sadece maden, inşaat, kimya gibi sanayiden sayılan, üretim yapan yerleri bile çok az denetliyor. Kaldı ki buraların denetlenmesi konusunda çok yetersizler” ifadelerini kullandı. Denetimsizlik nedeniyle bu tarz üzücü olayları tekrar tekrar yaşanmasının olası olduğunu aktaran Sayar, basınçlı kaplar yönetmeliğine dikkat çekti. Sayar, “Buranın bir şırdancı olduğu söylendi. Bu mutfakta kullanılan tüplerin, mutfağın içinde değil de binanın dışında konuşlandırılıp hortumlarının o şekilde ocağa doğru çekilmesi gerekiyordu. Şimdi büyük bir bombanın üstünde oturuyor apartman. Bu dükkanlar biliyorsunuz deprem zamanında bile sıkıntı oldu. Bu apartmanların altındaki dükkanlar özellikle ve özellikle, hızlıca Türkiye çapında bir denetlemeye tabi tutulması lazım. Şimdi bunun hesabını kim verecek. Çevre müdürlüğü mü verecek? Belediye mi verecek? O işletmenin sahibi mi verecek? O kadar insana evlerini kim geri verecek?” sözlerini kaydetti.

RTÜK, Açık Radyo'nun lisansını iptal etti RTÜK, Açık Radyo'nun lisansını iptal etti

‘ÖNLENEBİLİR OLAYLAR’

Türkiye’de apartmanların altındaki dükkanların hızlıca denetlenmesi gerektiğinin altını çizen Sayar, depremde de apartman altındaki dükkanlarda yapılan kolon kesme işlemleri nedeniyle felaket yaşandığını hatırlattı. Sayar, “Biz elimizden geleni yaparız. Türkiye’de 200 bin İSG uzmanıyız. Fakat bakanlığın 500-600 civarında iş müfettişi var. Tüm Türkiye’yi denetlemesi mümkün değil. Özellikle böyle dükkanları denetlemesi mümkün değil. Biz belediyelerle bu konuyu çözebileceğimizi iddia ediyoruz. Birkaç belediye ile bu konuda görüştük. Biz elimizden gelen çabayı sarf ederiz. Bu tip faciaları biz önleyebiliriz” açıklamasını yaptı. Patlama gibi büyük kazaların yaşanmaması için İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile belirli yönetmeliklere uyulması gerektiğinin altını çizen Sayar, “Basınçlı kaplar yönetmeliği var. Orada da tüp gibi basınçlı kaplara giren mutfak tipi, sanayi tipi tüpler mutfağın dışında konuşlandırılması gerekiyor. Zaten böyle bir yer yoksa o işletmeye o binanın altında izin vermemeleri gerekiyor. Bir sefer bu tüp kaçak bir tüp müydü? Tüpü nereden alıyorlardı? Faturası var mıydı? Tüpün bağlantı noktalarında bir sorun mu vardı? Ya da yağlı ellerle mi tutuldu? O işçiye eğitim verildi mi? Az tehlikeli işletme sayıldığı için iş güvenliği uzmanının rutin kontrol edeceği işletmeler olamıyor. Burada tabi ki işyerinin de suçu var. Burayı denetleyenler, buraya izin verenlerin herkesin sorumluluğu var” mesajını verdi.

‘FACİALARA MÜSAİT’

Türkiye’deki işyerlerinin tehlike bakımından 3 sınıfa ayrıldığını dile getiren Sayar, “Az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olmak üzere işyerleri ayrılmıştır. Az tehlikeli işyerlerinin denetim konusu yasa çıktığı 2012 yılından bu yana ertelenip duruyor. Bu tür dükkanlarda iş sağlığı ve güvenliği uzmanı bulundurma şartı yok. Bu terzi olur, berber olur, manifaturacı olur, kasap olur. Bunlarda iş güvenliği uzmanı bulundurma şartı yok. Zaten AB uyum yasaları çerçevesinde alınıp getirilen bir yasa ama özellikle az tehlikeli işyerlerinde İSG uzmanı sürekli bulundurma şartını uygulamaya koymuyorlar. Koymadıkları için de Türkiye bu tür facialara açık hale geliyor. Özellikle altında dükkan olan binalar adeta el bombasının üstünde oturuyor” diye konuştu. 

Son olarak bu tarz denetlemelerin belediyelere bırakılması gerektiğini söyleyen Sayar, “Personel yetersiz kalıyorsa biz sağlarız. Hem istihdam sağlarız hem de belediyeler bu işlerden para kazanır. İşyerlerinin mevcut şartlarını iyileştirecek. Türkiye çapında güzel bir proje… Oy kaybeder miyiz? İşverenlerin canını yakmayalım diye düşünülmesin! İnsanlar ölüyor. Kimse sorumluluk almak istemiyor” dedi.

‘YARALARIMIZI SARACAĞIZ’

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, patlamanın ardından bölgeye giderek incelemelerde bulunmuştu. İncelemelerinin ardından açıklama yapan Başkan Tugay, “Kayıplarımızın üzüntüsünü yaşıyoruz” dedi. Tugay, vefat eden yurttaşların yakınlarına baş sağlığı, yaralılara acil şifalar dileyerek, “Orman yangınları ve bu patlama nedeniyle çok üzüntü verici olaylar yaşadık. Valilik, AFAD, belediyemiz, ilçe belediyesi tüm önlemleri almış durumda. Yaralarımızı saracağız. Hastanede yaralı yurttaşlarımızı ziyaret ettim ve moral vermeye çalıştım. Konuşabildiğim, ulaşabildiğim kişilere geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Tüm yurttaşlarımızın yanındayız ve olmaya devam edeceğiz” dedi. 

Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir de “Çok talihsiz bir kaza. Binaların kolonları da zarar gördü mü diye araştırılacak. Belediye olarak biz de elimizden geleni yapıyoruz. İlçe belediye başkanlarımıza da teşekkür ediyorum. El birliğiyle atlatacağız. Vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılara da bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum" diye konuştu.

AİLELER OLAYI YARGIYA TAŞIYACAK

Tüp faciasında hayatını kaybedenlerin Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi işlemleri devam ederken, yakınları da yaşadıkları acıları anlattı. Olayda hayatını kaybeden Birgül Sarılmaz (44) ile Evin Aslan (36) kardeşlerin babası İbrahim Savucu, acılarının büyük olduğunun altını çizerek, "Bir facia yaşandı. Hukuki açıdan elimizden ne gelirse yapacağız" dedi. İki kız kardeşin pazar alışverişi için orada olduğunu aktaran eşleri ise hayatını kaybeden eşlerini Torbalı Subaşı'da toprağa vereceklerini açıkladı. 

İKİ ÇOCUK ANNESİYDİ

Olay yerinde alışveriş için bulunan ve hayatını kaybedenlerden biri de iki çocuk annesi Ruken Çağur’du (31). Adli Tıp Kurumu önünde otopsi işlemlerinin bitmesini bekleyen Çağur’un eşi Orhan Çağur, "Eşim, ev hanımı iki çocuk annesiydi. Market alışverişine ve ayakkabı almaya gitmişti. Olay yerine yakın bir mesafede oturuyoruz. Olayı duyunca durumunu öğrenebilmek için birçok hastaneye gittik. Ancak acı haberi aldık. Cenazemizi Mardin'de toprağa vereceğiz" diye konuştu.

LİSELİ HAVİN AYAKKABI BAKIYORMUŞ

Yaşamını yitiren Havin Ergin'in (17) kuzeni olduğunu söyleyen Salih Ergin ise "Kuzenim Havin, Menderes'te yaşıyordu. Lise öğrencisiydi, okumayı çok severdi. Bir yakınının kız isteme merasimi için alışveriş yapmak amacıyla Torbalı'ya geldi. Kendisine ayakkabı bakıyormuş. Kuzenim, Menderes'te toprağa verilecek. Tesadüfen oradan geçerken patlama oluyor. Acımız, büyük çok üzgünüz" dedi.

Patlamada hayatını kaybeden Dilek Bağ'ın da (24) olay yerine birkaç metre mesafedeki bir markette çalıştığı belirtildi. İkiz olduğu öğrenilen Dilek Bağ'ın da cenazesi otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edildi.

PATLAMAYA NAMAZ KILARKEN YAKALANDI

Tüp faciasından yaralı olarak kurtulan Ali Kıcık (34), namaz kılarken patlamaya yakalandığını söyledi. 2 yaşındaki oğluyla beraber yaralanan ve hamile eşi de hastanede denetim altında tutulan Kıcık, “Oturma odasında öğle namazını kıldık oğullarımla beraber. Namaz kılmamız bitti, selam verdim. Patlama sesi geldi ve içeriye camlar girdi. Sonra oğlum camların arasında kaldı, onu kurtarmaya çalıştım. Ellerim falan kesildi. Başı falan kanıyordu, tampon yaptım daha sonra da hastaneye götürdük. Ben de hem ellerimden hem başımdan yaralandım. Diğer 4 yaşındaki oğlumda çok şükür bir şey yok" dedi. Hamile olan eşinin de hastanede denetim altında tutulduğunu söyleyen Kıcık, "2 yaşındaki çocuğumu plastik cerrahiye sevk ettiler. Biz bomba sandık yani. O kadar etkiliydi ki bomba eylemi falan sandık. Binanın 2. katındaydım, bizim binada da hasar var" diye konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF