EGE TELGRAF- Narlıdere Belediyesi’nin önceki dönem başkanı Ali Engin, Ege Telgraf TV’de yayınlanan Geçmişin İzleri programına konuk oldu. Narlıdere Belediye başkanlığı sürecini anlatan Ali Engin, siyasetin öne çıkan başlıklarını da değerlendirdi. Engin, Ege Telgraf Genel Yayın Yönetmeni Aylin Suphandağlı, gazeteci Cihad Taysi ve program yapımcısı Erhan Ayhan Önel’in sorularını yanıtladı.
Siyaseti her zaman bulunduğu şehre ve ülkeye hizmet alanı olarak gördüğünün altını çizerek konuşmalarına başlayan Engin, “Bir çatışma, rant elde alanı olarak asla görmedim. Tabii ki ailemizi geçindireceğimiz gelirimizi kazanacağımız bir mesleğimiz var ancak insanlığın, şehrimizin ortak sorunlarını çözmeyi de bu sürede görev bildim. Bu amaçla CHP’de yaklaşık 30 yıldır aktif siyaset yapıyorum. Bugüne kadar ben hep partiye emek verdim, partim de beni çeşitli görevlere layık gördü. Bunların hepsi sorumluluk, ben de onurla bana verilen görevleri yaptım. En son Narlıdere Belediye Başkanlığı görevi verildi, ben de onurla yaptım ve görevim bitti. Şimdi genç bir arkadaşımız var. Hepimizin görevi hangi partiden olursa olsun onlara destek olmak” dedi.
‘EN GURUR DUYDUĞUM ŞEY…’
Belediye başkanlığı yaparken zorlanmadığını söyleyen Engin, “Ben aynı zamanda bir iş insanıyım. Türkiye’de iş insanlığı da zor. Basit bir dükkan açsanız inanın orayı yönetmek belediyeyi yönetmekten daha zor. Kaynak bulmak, müşteri bulmak, para toplamak, ayakta tutmak. Ben iş dünyasından geldiğim için daha önce krizler gördüm, yüzlerce çalışanımız oldu. İş hayatında deneyimli olduğumdan belediye de benim için çok zor olmadı. CHP İzmir İl Başkanlığı da yaptığım için şehrin sorunlarını iyi kavradım. İl başkanlığı icraat yapan değil, çok dinleyen bir görev. Benim de bu avantajım oldu. Partiye ve siyasete de dalmadan hızla odağımızı belirledik. İlçelerde temizlik başka hiçbir kurumun yapmayacağı bir görevdir. Narlıdere Belediyesi’nde kadın arkadaşlarımızı görevlendirdik. İddia ediyorum, en temiz ilçelerden biriydik. Umarım şimdi de öyledir, mutlaka öyledir. Beş yıl belediye başkanlığı yaptım, en gurur duyduğum şey Yukarıköy’de 80’e yakın evi aydınlatma, altyapı, doğalgazıyla beraber yüzde 70 kendi bütçemizden, yüzde 30’unu Valilik’ten alarak yapmak. Bugün o projeyi 300 milyona yapamazsınız, artık yapılamaz. Hem de bu projeyi pandemide yaptık. Güngören ve Barış Caddesi’ni bütün alt yapısıyla beraber yeniledik. Bunlar kalıcı, şehre değer katan şeyler. Bir de Park Orman Tesisleri yaptık. Ben icracı bir insanım, siyaset daha kolay iş ama ben iş yapmaktan da çok mutlu olan biriyim. Bu eserleri yapmak beni çok mutlu etti. Arkadaşlarımız da devam ediyor, sonuçta beş yıllık planlar yapıldı. Belki bugün biraz gelir azalmıştır, frene basılmıştır, yarın tekrar devam eder” ifadelerini kullandı.
‘YAT LİMANI ŞEHİR İÇİN ÖNEMLİ’
“Narlıdere’de yat limanı projemiz vardı, bazı nedenlerden dolayı gecikti” sözleriyle devam eden Engin, “Umarım önümüzdeki süreçte devam eder. İzmir, bir Akdeniz şehri olarak ulaşımın, tarımın merkezlerinden biri. Bu proje de ekonomik olarak çok büyük katkı sağlayacaktır. Ne yazık ki başaramadık. Keşke başarabilseydik… Arkadaşlarımız umarım önümüzdeki dönemlerde yaparlar. Ben Narlıdere’ye güzel dokunuşlar bıraktım, o konuda rahatım. Vatandaşta son takdir… Bunlar alsa lütuf değil, biz görevimizi yaptık. Beş yıllığına 30 kişi belediye başkanlığı yapıyor. Bu bir onur, çok önemsememek de lazım yani bunu ailesi için kendisi için bir ayrıcalık olarak görmemeli. Ben sabahları yürüyerek belediyeye giderdim. O projelerin yapılması, ilçenin temizlenmesi çok önemli bir görev” ifadelerini kullandı.
‘ALİ ENGİN BAŞARISIZ OLMUŞTUR’
CHP’de yaşanan değişimin ardından bir dönem daha belediye başkanı olarak gösterilmeyen Engin’e ‘Herhangi bir kırgınlığınız var mı?” sorusunun sorulması üzerine şunları söyledi: “Kırgınlık yok. Demek ki Genel Başkanımız araştırmalarını yapmış, mevcut arkadaşımız birinci çıkmış. Genel Başkan’a da inanmak lazım. O yüzden kırgınlığım yok. Bunlar bir görev, biz de yaptık o onuru yaşadık. Genel Başkan anket yaptırmıştır, Ali Engin başarısız olmuştur. Yerine ölçtüğü, başarılı olan bir arkadaş olmuştur. Buna saygı duymak lazım. Adaylık meselesi şahsi olduğu için çok da girmek istemiyorum. Bu tür takdirlerin biraz vatandaşa bırakılması lazım. Herkes bir daha görev yapmak, hizmet etmek ister, doğal bir şey. Olmadım diye de olumsuz bir şey söylemek istemiyorum. Biraz da vatandaşın bunu sorması lazım, bizler sorarsak yanlış anlaşılabilir. Vatandaş sormalı, demokrasi böyle bir rejim…”
‘BENCE İKİ DÖNEM YAPILMALI’
Bir dönem daha görev almış olsaydı hayata geçirmek istediği daha çok proje olduğunu da söyleyen Engin, “Belediye başkanı eğer işini yapıyorsa, büyükşehir belediye başkanı da dahil, iki dönem yapmalı. Bir dönem yetmeyebilir. Yeni biri gelince bazı şeyleri askıya alabilir, kaynak israfı olabilir. O açıdan ilkesel olarak iki dönem… Mevcut arkadaşlarımızın da iki dönem yapması lazım. Biz ‘Hayır, onlar gitsin, başkası gelsin’ fikrinde değiliz. Devlette devamlılık vardır esası gereği… Özellikle belediyelerde bürokrasi çok yavaş ilerliyor. Pir Sultan Abdal Parkı projesi yaptık, yüzde 90’ını tamamlamıştık, yeri gelen arkadaşımız da tamamladı. Şehir merkezinde çok önemli bir projeydi. Bunlar kamu kaynağı ve önceliğinin belirlenmesi lazım. Hayallerimiz tamam ama bunların şehrin gerçeği ile de çakışması lazım” dedi.
SGK BORCU ÇIKIŞI: ADİL DEĞİL
Bu dönem sıklıkla gündeme gelen yerel yönetimlerdeki SGK borcu tartışmaları hakkında da konuşan Engin, “Bizim de borcumuz vardı” dedi. Döneminde SGK borcunu yapılandırdıklarını söyleyen Engin, “Bir kısmını da ödedik. Gitmeden 4 ila 5 ay önce ‘Bu kadar para verin, biz yarı yarıya düşürelim’ denilmişti, af da çıkmıştı zaten. Biz de 20 milyon lira parayı verdik, düştü. Şu anki durumunu bilmiyorum. Ödemeyince tabii tekrar başa dönülüyor. Şu anda elimde bir veri olmadığından durumu bilmiyorum. Belediyelere ‘SGK borcunu ödeyip bitirin’ demek için ilçelerin gelirini artırmanız lazım. Sonuçta orası bir kurum, hem de çalışanların maaş aldığı bir kurum. Gelir artarsa herkes borcunu öder. Şu anda biz “SGK’ya borç ödemeyelim” diyebilir miyiz, hayır. Ancak ‘Çok sıkıntıdayız, bu nüfusu barındıramıyor, sokakları temizleyemiyoruz. Gelirlerimiz artmıyor’ diyebiliriz. Yıllardır bu konuda bir şey yapmıyorsunuz, şimdi tam ekonominin dibe vurduğu yerde ‘Ödemezseniz kaynağından keserim’ demek çok adil değil. Vatandaşı da etkileyecek, hizmet aksayacak” mesajı verdi.
‘BU DURUM BANA YANLIŞ GELİYOR’
Siyasette yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Engin, CHP’de yaşanan ‘söylem’ tartışmaları hakkında da yorumlarını paylaştı. “CHP, ana muhalefet partisi. Yerel seçim sonuçlarına bakarsak iktidar parti, birinci parti” diyen Engin, “‘Gel uzlaşalım. Bizim önceki genel başkanımız sana karşı hata etti, uzlaşalım’ demek doğru bir şey değil. Yoksa değişim olabilir, genel başkan yerine başkası gelebilir. Daha genç biri geldi, iyi oldu, hiçbir sakıncası yok. Bu ‘Geçen 15 yılda CHP çok yanlış yaptı. Biz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yanlış yaptık. Bu dönem biraz yakın duralım’ anlamına gelir. Bu durum, geçmiş 20 yılda bu mücadelenin içinde biri olarak bana yanlış geliyor. Tam anlayamadığım bir şey gibi geliyor” dedi.
‘GENEL BAŞKANI BİLE DEĞİŞTİRDİK’
CHP’de il başkanlığı da yapmış bir siyasetçi olarak mevcut İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Engin, “Bazen reel politik başka, doğrular başkadır. Şenol Aslanoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde seçildi, biz de destek olduk. Şimdi başka bir genel başkan seçildi, şimdi onunla çalışıyor. Doğru yapıyor. Sonuçta parti karar vermiş, ‘Ben onu istemiyorum’ diyemezsiniz. O da onunla çalışıyor. Bütün bunlar parti örgütünün, üyelerin, seçmenin kararı. Bizim önümüzdeki aylarda kongre sürecimiz başlıyor. Başarılıysa devam eder, başarısızsa gider. Biz bunu başarabilen bir partiyiz, genel başkanı bile değiştirdik. Genel başkanı yeniden değiştiririz, il başkanını değiştirebiliriz. Şenol Aslanoğlu seçilmiş biri, görevini sürdürüyor, sürdürmesinde fayda var. Genel Başkan değişti, ‘Bana oy vermemiştin’ demek de doğru değil” mesajı verdi.
Son olarak, siyasi hedeflerinin sorulması üzerine Engin, “Siyaseti sadece belediye başkanlığı olarak görsek olmazdı. Bundan sonra ‘siyaset’e devam. İlla bir belediye başkanı olayım, milletvekili olayım gibi bir talebim yok. Siyaset öyle bir mecra ki tabii ki yeni arkadaşlar da olmalı ama mutlaka tecrübe gerekli. Bu Amerika’da da Fransa’da da öyle. Hiçbir şey siyasetteki kadar tecrübe gerektirmez. Artık yeter ‘siyaseti bırakın’ demek doğru değil. Katkıda bulunabiliyorsa siyasete emek vermiş insanlardan yararlanılmalı” diye konuştu.
