Bugünlerde her yerde kızlara dikkatli olmaları için sesleniyor, çocuklara mahremiyet eğitimini yineliyoruz. "N'olur dikkat, aman sakin" diyerek tanıdıkları, tanımadıkları herkese, kavga tehlikesine, trafik magandasına karşı uyarıyoruz. Ancak biliyoruz, bu öğütler güdüsel olsa da iş mağduru tembihlemekle çözülecek gibi değil.
Adalet, İçişleri ve Aile bakanlıkları acilen bir araya gelerek gerçek çözümler üretmeli. Suçluların yakalanması, caydırıcı cezalar alarak toplum içinde tehlike oluşturmaması hem güvenlik için önemli hem de suç potansiyellerinin önünün kapanması açısından doğru bir örnek.
Bu ülkenin bunu becerebilecek yetkinlikte elemanı da var, teçhizatı da. Suçluyu anında tespit edebilecek kameralar, dronelar... Hızlıca yakalayabilecek asker, polis, insan haklarına yani tecavüze uğramadan yaşama hakkına, yaralanmadan yaşama hakkına sahip çıkan avukatlar, savcılar var. Peki en zayıf halka kim? Bu güven zinciri nerede kopuyor?
Bir can yitip gittiğinde katilin 26 suç kaydıyla aramızda gezdiğini, gencecik kız sokak ortasında sıkıştırıldığında sapıkların tacizden sabıkalı olduğunu öğreniyoruz. Bunları "insan içinde" gezdirmeye utanmayanlar kim? Görevini yapmayanlar kim? Amaçları ne?
Herkes kendi adaletini sağlamaya yönelik işbirlikleri çağrısı yaparken ülkeyi mafyalaştıranlar nasıl bir toplum inşa etmeyi amaçlıyor?
Bunca rezaletten sonra istifa edip ülkede huzuru sağlayamadığını kabul etmesi gerekenler sırça köşklerinde haberleri geçiyor.
İlgili bakanlıklar, bunlara bağlı güvenlik teşkilatları ile kurum ve kuruluşlar ivedilikle iç huzuru yeniden sağlamak için çalışmalı. Ülkemizin bunu yapacak kudreti var.
Bu rezaletlerin önünü açanlar, çocuklarına temiz bir soyadı bırakmanın paradan daha değerli olduğunu anlamayacak; ama biz toparlanacağız, anlatacağız.
İşini hakkıyla yapmayanları unutturmayacağız. Katiller, sapıklar, caniler gibi ülkesine, milletine ihanet edenlerin de yargılanmasını isteyeceğiz.