Mağaradaki el çizimlerinden en az 200'ünde parmakların kesik olduğunu fark eden araştırmacılar, önceden bunu sanatçının yorumuna ya da o dönemdeki soğuktan donma gibi zorlukların sonucunda gelişen kangrene bağlıyordu.

İzmir’deki AVM yangını paniğe neden oldu: 3 kişi hastaneye kaldırıldı! İzmir’deki AVM yangını paniğe neden oldu: 3 kişi hastaneye kaldırıldı!

Vancouver'daki Simon Fraser Üniversitesi'nden arkeolog Mark Collard'ın başını çektiği bilim insanları, gerçeğin çok daha tatsız olabileceğini ortaya koydu. Guardian'a konuşan Collard, pek çok farklı toplumun değişik zamanlarda parmaklarını bilinçli bir şekilde kestiğini söyledi:

Bu kişilerin doğaüstü varlıklardan yardım almak için düzenlenen ritüellerde parmaklarını bilerek kestiğine dair inandırıcı kanıtlar var. Pek çok toplum günümüzde bile parmak kesmeyi teşvik ediyor ve tarih boyunca da bu böyle oldu.

Endonezya'nın Yeni Gine yaylalarındaki Dani kabilesini örnek gösteren Collard, oradaki kadınların sevdiklerini kaybedince en az bir parmağını kesmesine işaret etti. Eski Taş Çağı'nda farklı inanç sistemlerine sahip olan Avrupalıların da benzer bir eylemi gerçekleştirdiğinin düşünüldüğünü duyurdu:

Bunun ille de rutin bir uygulama olması gerekmediğini ve tarihin farklı zamanlarında meydana geldiğini düşünüyoruz.

Collard ve ekibi bu tezi birkaç yıl önce ortaya attığında bazı bilim insanları karşı çıkarak o dönemin zor koşullarında parmak kesmenin felaket niteliğinde olacağını savunmuştu. Bu çizimlerin işaret dili ya da sayma sistemiyle ilgili olabileceğini öne sürenler de vardı.

Sonrasında doktora öğrencisi Brea McCauley'le bu konu üzerinde çalışmalarını sürdüren Collard, ampütasyon tezini destekleyen yeni kanıtlar buldu.

Fransa ve İspanya'daki mağaraların yanı sıra Afrika'daki 4, Avusralya'daki üç, Kuzey Amerika'daki 9, Güney Asya'daki 5, Güneydoğu Asya'daki bir arkeolojik bölgedeki çizimlerde de kesik parmaklar konusunda paralellik gördüler. Son bulguları açıklarken şu ifadeleri kullandılar:

Bu pratik açık bir şekilde birbirinden bağımsız olarak çeşitli yerlerde defalarca icat edilmiş. Bu tarz kendini sakatlama eylemleri insanların yerleştiği tüm kıtalarda uygulanmış. Son dönemdeki bazı avcı-toplayıcı toplumlarında da görülüyor. Danilerde de görebileceğimiz gibi bu davranış hâlâ sürdürülüyor.

Ateş üstünde yürüme ve vücudu şişleme gibi güncel bazı ritüelleri hatırlatan Collard, bu tarz eylemlerin grup içi işbirliğini artırıcı etkisi olduğunu vurguladı: