Niğde'nin yerleşim yerlerinden birinde, tarihe duyduğu büyük ilgiyle bilinen Fatih Özdemir, evini adeta bir müze haline getirerek, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Özdemir’in müze olarak düzenlediği evde, en eskisi 200 yıl öncesine dayanan yüzlerce tarihi eşya sergileniyor.
Koleksiyonunun başında eski para ve pul birikimi bulunan Özdemir, özellikle eski ve yıpranmış eşyaları yenileyerek, dönemin orijinal görüntüsüne kavuşturduğu atölyesiyle de dikkat çekiyor. Çocukluk yıllarında ilgisini çeken eşyaları toplamaya başladığını belirten Özdemir, evinin bir kısmını adeta kültür evi gibi düzenleyerek, ziyaretçilerine geçmişi yeniden yaşatıyor.
Fatih Özdemir, koleksiyonculuk yolculuğuna 2011 yılında başladığını ve yıllar içinde müzesini geliştirdiğini belirtiyor. “Hayalimi gerçekleştirirken birçok zorlu aşamadan geçtik” diyen Özdemir, gün geçtikçe koleksiyonunun ve müzesinin daha da zenginleştiğini ifade etti. Aynı zamanda, yaptığı restorasyon çalışmalarının, eşyaların geçmişle bağlarını yeniden kurduğunu da vurguluyor.
Özdemir'in evindeki bu eşya koleksiyonu, sadece bir koleksiyon değil, aynı zamanda çocukluğunun izlerini bulduğu bir dünya. Özdemir, "Çocukken alamadığım eşyaları şimdi alıyorum. Bunu yaparken kendi geçmişimi, çocukluğumu oluşturuyorum" diyor. Küçükken sahip olamadığı mandolin, mızıka gibi eşyaları şimdi bulduğunda mutlu olduğunu anlatıyor.
Özdemir, geçmişe dair çok eski eşyaların yenilenmesi konusunda büyük bir titizlikle çalıştığını belirtiyor. “Bu eşyaların orijinal hallerine sadık kalarak, restore etmek çok zaman alıyor” diyor.
Ancak koleksiyonculuğun da zorlukları var. “Bir yerde durmanız gerekiyor. Aksi takdirde bu tutku sizi çok yerden edebilir” diye ekliyor. Çocuklarının ilgisini pek çekmeyen bu koleksiyon ve restorasyon süreci, Özdemir için yalnızca geçmişin izlerini yaşatmakla kalmıyor, aynı zamanda ona manevi bir huzur da sağlıyor.