Suriye Milli Ordusu Güçleri, başlattığı büyük harekât ile İdlip, Tel Rıfat ve Halep şehirlerinin tamamını ele geçirdikten sonra Hama’ya ve en sonunda da Şam’a başarıyla girdiler…Beşşar Esad ortalıktan kayboldu. Dünya bu gelimeleri pür dikkat izlerken, biz biraz da kendi ülkemizde ki sorunlara dönelim…
Yeni yılda asgari ücret ve emekli zamları ne olacak? Enflasyon düşecek mi? Hayat pahallığı ne olacak ve alım gücümüz artacak mı? Dünyayı ve komşumuzdaki savaşları unutmadık ama bizde kendi iç sorunlarımıza fena halde dönmek zorundayız. Bizi de kaçınılmaz olarak etkileyecek dünya dengelerinde ABD 47. Başkanlığına seçilen Trump ile birlikte önemli değişiklikler yaşanmaya başlandı…
Bunların en önemlilerinden biri de Cumhuriyetçi aday Trump’ın ikinci kez ABD başkanlığına seçilmesidir hiç kuşkusuz…
Demokrat rakibi Kamala Harris’i sandıkta yenerek ABD’nin 47’nci Başkanı olan aşırı sağcı Trump’ın gücü, Senato ve Temsilciler Meclisi’ne de yansıdı. Cumhuriyetçiler, Senato’da ve Temsilciler Meclisi’nde çoğunlukta…
Trump, yeni yılın başında, 20 Ocak 2025’te Beyaz Saray’daki görevini resmen devralacak… Seçim kampanyasında savaşları bitireceğini vaat eden yeni Başkan Trump, bakalım bu vaadine ne denli sadık kalabilecek!
Zaten savaşları bitirmeyip de başka ne yapabilir, öngördüğü refahı sağlayabilmek için? ABD’nin savaşlara koyduğu mali katkılardan dolayı bütçesi yarım trilyon dolarlık açık verdi. Şimdiden Bakan olarak gösterdikleri isimleri inceleyecek olursak, Trump’un seçim zamanında verdiği vaatler geride kalıyor. Kimisi savaşı savunuyor. Kimisi İsrail’i tam destekliyor…
Trump’ın zaferini ilk kutlayanlar arasında olan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, onu telefonda tebrik ederken “ABD - Türkiye ilişkilerinin güçlenmesini ve küresel krizlerin çözümünü umuyoruz” demişti…
Trump’ın zaferine Türk mali piyasaları da olumlu tepki verdi. TL, döviz sepet bazında değer kazanırken, Borsa İstanbul’da da bariz yükselmeler gözlendi. Altın fiyatlarında ise rekor düşüş oldu. Enflasyonla savaşan Türkiye ekonomisinde bunları ikinci Trump dönemine bağlanan umutların göstergesi olarak algılayabilmek için, istikrarın seyrini gözlemlemek gerekiyor...
Türkiye-ABD ilişkileri bağlamındaki birinci öncelik, Türkiye’nin bölücü teröre karşı vermekte olduğu sıcak mücadele konusundadır. Türkiye ABD’nin desteklediği PKK/ YPG’ye karşı sınır ötesi kapsamlı yeni operasyonlara hazırlandığını bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından duyururken, bu operasyonlarda SMO tarafından başlamış durumda. ABD ne yapacak?
İddia edildiği gibi Trump Suriye ve Irak’taki ABD askerlerini geri çekecek mi? Türkiye bölücü terör örgütlerinin kökten temizlenmesi uğraşlarında ABD’nin tavrı ne olacak?
Bir diğer duyarlı konu ise, Türkiye - ABD ilişkilerinde gündemden düşmeyen S400 olayı… Türkiye, Rusya’dan S400 hava ve füze savunma sistemi almak zorunda kalınca, ABD’nin, müttefiklik ilişkisi” ile bağdaşmayan yaptırımlarına maruz kalmıştı… Oysa Türkiye’nin S400’lere yönelmesi, böylesi bir savunma sistemini ABD’nin satmasındandır…
Türkiye yeni nesil Blok 70 F16 ve modernizasyon kiti alım programının ve F35 uçakları ortak projesinin de sorunsuz ilerlemesini istiyor…
Bir şekilde ABD destekli FETÖ de, Türkiye karşıtı faaliyetlerin odağında yer alan bir örgüt. Türkiye 15 Temmuz hain darbe girişimi ile bağlantılı olan ve ABD’ye sığınıp faaliyetlerini sürdüren tüm FETÖ’cülerin yargılanmak üzere iadelerini istiyor…
Ulusal bekayla ilgili konularda Türkiye’nin işinin kolay olmadığı görünüyor. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “lider diplomasisi” ile ABD Başkanını etkileme gücünün bulunduğunun da altını çizmek istiyorum. Önümüzdeki günlerin çok şeylere gebe olacağı dolayısıyla, ‘Neler’ olacağını bekleyip de görelim…