Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU- EGE TELGRAF/ Sabahın ilk ışıkları, Kamboçya’nın Siem Reap şehrindeki ormanların arasından süzülürken, adeta zamana meydan okuyan bir yapı belirmeye başlıyor. Angkor Wat, sanki dün inşa edilmiş gibi tüm görkemiyle karşımda duruyor. Bu devasa tapınak kompleksi, yalnızca taşlardan ibaret bir yapı değil; her köşesinde gizlenmiş bir hikaye, her duvarında yüzyılların yankısı var.
HİNDU TANRISI VİŞNU’YA ADANMIŞ GÖRKEMLİ BİR YAPI
Günümüze ulaşan bilgilere göre, Angkor Wat, 12. yüzyılda Khmer Kralı II. Suryavarman’ın emriyle Hindu tanrısı Vişnu’ya adanmış. Ancak tarih, tapınağı farklı bir role büründürmüş; 13. yüzyılda Budist tapınağına dönüşerek bugün hala ruhani bir merkez olmaya devam ediyor. Tapınağın girişine yaklaştıkça, devasa taş kapılar ve önlerinde uzanan geniş hendek, buranın bir zamanlar ne kadar korunaklı olduğunu gözler önüne seriyor. Efsanelere göre bu hendekler, timsahlarla doluymuş.
MİMARİSİ ADETA KRALIN GÜCÜNÜ SİMGELİYOR
Tapınağın iç kısmına doğru yürüdüğümde, geniş taş yollardan geçiyorum. 700 metre boyunca ilerledikten sonra, ana binanın ihtişamlı silueti ortaya çıkıyor. Beş kule, Hindu mitolojisindeki Meru Dağı’nı sembolize ediyor ve kralın gücünü tüm dünyaya ilan ediyor gibi. Eskiden bu kulelerin altın kaplama olduğunu öğrenmek, bugünün ihtişamını bile bir gölge gibi bırakıyor.
Tapınağın duvarlarına kazınmış taş oymalar, adeta bir zaman yolculuğu yapmamı sağlıyor. Mitolojik figürler, aslanlar, yılanlar, krallığın kudretini simgeliyor. İçeride dolaşırken, bir zamanlar kralın bu havuzlarda serinlediğini, dinlendiğini hayal ediyorum. Şimdi ise tapınak, Budist rahiplerin dua ettiği, turistlerin hayranlıkla izlediği bir yer.
SADECE BİR KÜLTÜR MİRASI DEĞİL
Bugün, Angkor Wat sadece bir turistik merkez değil; aynı zamanda bir müze, bir ibadet alanı, ve belki de en önemlisi, tarih boyunca insanlık için derin bir anlam taşıyan bir anıt. Kral II. Suryavarman bu tapınağı yalnızca bir dini mekan olarak değil, Khmer İmparatorluğu'nun büyüklüğünü ve gücünü göstermek amacıyla inşa etmiş. Ve burada, Angkor Wat’ın taş duvarları arasında, krallığın kalp atışları hala duyulabiliyor.
Dünya mirasının bu eşsiz parçasına her adım attığınızda, tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Burası sadece geçmişin izlerini değil, bir medeniyetin hayallerini de taşıyor.