1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü bugün. Bir tarafta 1977'den bu yana gelen Taksim öfkesi, beklentisi diğer tarafta süslü laflarla yazılan içi boş kutlama mesajları.

Sabahın erken saatlerinde gözaltı haberleri düşmeye başladı. Günün kalanı tüm yurtta hareketli geçecek şüphesiz. Bayram bahanesiyle, derdini anlatmaya çalışanların içlerine karışıp ortalığı bulandırmaya çalışacaklar da olacak.

Günün sonunda hangi başkan ne dedi, kutlamalar nerede, nasıl yapıldı, neler vaat edildi, bunlar konuşulacak. İşçinin maaşı, pamuk ipliğine bağlı kıdem tazminatı, çalışma süresi, emekliliği gibi konular dağıtılıp gidecek. Kendi reklamını yapan kenara çekilecek. 

İşçi, fakirliğiyle bir başına kalacak. İşçi eve uyumaya gidebildiği çalışma düzeniyle başbaşa kalacak. İşçi, kıdem tazminatını hiç etmek isteyenlerin karşısında yalnız kalacak. 

Allah aşkına, şu bas bas bağıran oda, dernek, yerel yönetici vs. başkanların çalıştırdığı insanların çalışma koşullarına bir göz atın.

"Kadınlar iş hayatına katılmalı" diyen Başkan, işe alırken "Bebek düşünüyor musun?" diye sormuyor mu?, hamile çalışanı işten çıkarmıyor mu? Kreş yok, kreş, dahası var mı? 

Eğitimi, deneyimi yok sayanlar... Fazla mesaiyi zorunlu tutanlar... Çocuk işçi çalıştıranlar... Sigortadan / maaştan çalanlar... İşçisiyle aynı yemeği, aynı marka yoğurdu yemeyen ama yılda 2 kez erzak kolisi verince  "doyuyorlar" zannedenler...

Bu utanç hepimize yeter! 

Bu sefalet içinde çoğu başkanın, başkan adayının seçim vaadlerine bir bakın. Ağlanacak halimize gülmek nasıl olur anlarsınız... 

Çalışanın derdinden o kadar uzak, sorunların o kadar dışındalar ki... Ya da gerçeği görmek işlerine gelmiyor. Sonuçta başkalarını suçlamak elini taşın altına koymaktan daha kolay, değil mi? 

Neyse bugün bayram... Patronun, "Haftada 40 saat ne yav, gerekirse 60 saat çalışsınlar" diyebildiği, memurun tatil yaptığı, büyük markaların alışverişte "indirim" uyguladığı, işçininse "parası neyse verip" çalıştırıldığı "İşçi Bayramı". 

Kutlu olsun. 

Etiketler: 1 Mayıs, işçi